Gerçeklerin üzerini kapatmak ve başkalarını yanıltmak amacıyla söylenen sözlere yalan denir. İnsanlar olarak neredeyse hepimizin hayatında başvurduğu bir yol olmuştur yalan. Kimimiz zor bir durumdan kurtulmak, kimimiz bize ait olmayan bir şeye sahiplenmek için yalana başvururuz. Ama unutmamalıyız ki, yalan söylemek çok kötü bir huydur; er geç ortaya çıkar ve yapanı güç durumda bırakır. Söylediklerinin yalan olduğu anlaşılan insanlar başkaları karşısında oldukça zor bir duruma düşer. Kendilerine olan güveni azalır. Böylelikle dostlarını ve yakınlarını kaybeder.
Ünlü sözdür, bilinir: “Yalanın azı olmaz.” Bu demektir ki; en küçük, en zararsız yalanı söyleyen, yeri geldiğinde en büyük, en zararlı yalanı da söyleyebilir. Yaşayarak, tanık olarak biliriz ki, tek yalanla kalınmaz, yalan yalanı çağırır. Yalancı kendi yalanı altında ezilir, batar o yalanın içine.
Başka insanların bize güvenmesini istiyorsak, her zaman dürüst olarak yalan söyleme alışkanlığından uzak durmamız gerekmektedir. Unutmamak gerekir ki; yalancının mumu yatsıya kadar yanar ve söylenen yalanlar elbet bir gün açığa çıkacaktır.
Doğruluğun, istikametin, ahde vefanın zıddı olan yalan, kötü bir alışkanlıktır. Bununla birlikte, acaba bazı hallerde yalan söylemek, yalan beyanda bulunmak caiz midir?
Müslim Sahihlerinde șöyle bir hadis zikretmektedir:
“İnsanların söylediklerinden hiçbir şeyde yalana ruhsat verildiğini ișitmedim. Ancak șu üç durum müstesna;
1) Harpte
2) İnsanların arasını bulmada
3) Kadının kocasına, kocanın da karısına karşı -ailenin düzeni için söylendiğinde”
“Muhakkak ki doğruluk, insanı iyiliğe, güzelliğe yöneltir, iyilik ise, cennete iletir. Kişi doğru konuşa konuşa nihayet -Allah katında- sıddîk / çok dürüst olarak yazılır. Şüphesiz yalan fücura, kötülüğe yönlendirir, fücur ise, ateşe / cehenneme iletir. Kişi yalan söyleye söyleye nihayet -Allah katında- kezzap / çok yalancı olarak yazılır.” (Müslim, Birr, 103-105).
Nitekim Gazzâlî yalan kapısının bir defa açılması durumunda, artık ihtiyaç ve zaruret sınırının ötesine geçme tehlikesinin bulunduğunu belirterek, “Zaruret durumu dışında yalan söylemek aslen haramdır” der. (İhya, III, 137-139)
Sonuç olarak İslâm’ın büyük günah kabul edip yasakladığı yalandan uzak durmamız bizim için en hayırlısı olacaktır.
“Allah’tan daha doğru sözlü kim olabilir ki?!.” (Nisa, 4/122)
Selâm ve dua ile…
– HACI ARICI –
FUAR-ETKİNLİK-TURİZM
4 gün önceRÖPORTAJ
15 gün önceGENEL
19 Ocak 2025GENEL
19 Ocak 2025SİVİL TOPLUM KURULUŞU
19 Ocak 2025EKONOMİ
19 Ocak 2025FUAR-ETKİNLİK-TURİZM
19 Ocak 2025