Alkaliler, fosfatlar, tuzlar ve asit grupları başta olmak üzere 100’ü aşkın ürün çeşidi ile hijyen, kozmetik, gıda ve yem, tarım, kağıt, tekstil, maden, metal, yapı ve boya sektörleri gibi birçok endüstri alanına kimyasal ürün tedarik eden Akça Kimya, istikrarlı büyümesine devam ediyor. Geçtiğimiz yıl 110 milyon TL FAVÖK (Faiz, Amortisman ve Vergi Öncesi Kar) kaydeden Akça Kimya, 2022 yılının ilk dokuz ayında bu rakamın yüzde 42 fazlasını gerçekleştirdi.
Yılın ilk dokuz ayını değerlendiren Akça Kimya Genel Müdürü Alp Sarıcı, bu dokuz ayda büyük bir sıçrama gerçekleştirdiklerini belirterek, “2021 yılı sonrası birçok bilinmezin olmasına rağmen 2022 yılının üçüncü çeyreği sonunda FAVÖK’de yüzde 42; VÖK’de ise yüzde 87 bütçemizin üzerine çıkmayı başardık. Akça Kimya olarak iyi bir finansal yönetim gösterdik ve uyguladığımız finansal stratejiler sonucu yıl sonu VÖK (Vergi Öncesi Kâr) hedefimizin iki katına ulaşacağız” diye konuştu.
“Türkiye’nin dört bir yanına kimyasal maddelerimizi gönderebilir hale geldik”
Bugün Türkiye’nin dört bir yanına kimyasal madde gönderebilir hale gelen Akça Kimya’nın; Yarımca, Aliağa, İskenderun ve Hadımköy’de antrepoları olduğunun altını çizen Sarıcı, “Akça Kimya olarak halihazırda İzmit-Yarımca’da kuru kimyasallar için 4 bin metrekarelik antrepoya sahibiz. Sıvı kimyasallar için de 40 bin metreküp kapasiteli 21 antrepo tankı işletiyoruz. Ayrıca tesisimizin kendine özel limanı var ve sıvı yük gemilerinin tahliye işlemleri için kullanılabiliyor. Bu sayede gemi bazında yüksek miktarlardaki ürünlerin getirilmesi ve depolanmasına olanak sağlanıyor.” dedi.
Yeni ürünler üzerinde çalışılıyor
İş geliştirme faaliyetlerine yoğunlaşarak yeni ürünler üzerinde çalıştıklarını ve olmadıkları sektörleri mercek altına aldıklarını vurgulayan Alp Sarıcı, ihracat lojistik alt yapısını büyütmeyi de planladıklarını söyledi. Sarıcı, bu sayede stoksuz çalışmayı tercih eden ve ithalat zorluğu yaşayan üretici firmalara güçlü finansal yapısı, satın alma gücü, geniş ürün portföyü ve yüksek stoklama kapasitesi ile üretim sektörünün dalgalanmalarından etkilenmeyecekleri bir yapı kurmakta olduklarını belirtti.
“Kimya sektöründe yıllık miktar bazında yüzde 5-7 oranında büyüme öngörüyoruz”
Kimya sektörü ile ilgili de konuşan Sarıcı, “Türkiye’de kimya sektöründe faaliyet gösteren yaklaşık 6 bin 500 tane firma var. Sektörün genel durumu ise dönemden döneme değişiklik gösteriyor. Global pazarda tedarik zincirinde yaşanan navlun fiyatlarının normale dönüşü, küresel resesyon ile taleplerdeki düşüşler ve kimyasal malzemelerde son çeyrekte geriye gidiş bekleniyor. İlk üç çeyrekteki kazanımların kısmen geri verildiği bir çeyrek ile kimya sektöründe yıllık miktar bazında büyümesini yaklaşık yüzde 5-7 oranında öngörüyoruz. Yılın ikinci yarısında gerçekleşen geri gelmelere rağmen ihracatta kimya sektörü son 7 aydır lokomotif sektör. Dış pazarlardaki gelişmeler ile ihracat, kimya sektörü için adeta bir güvenlik valfi görevi görmekte. Rusya-Ukrayna savaşı ile başlayan enerji krizi sonrası özellikle enerji yoğun ürünlerde Türkiye’nin önü daha fazla açıldı ve üretimin kısmen kapandığı Avrupa’ya ihracat olanakları giderek arttı. Bunun dışında, ülkemizde ithalat ağırlıklı olan kimya sektöründe, gümrükleme işlemlerinde özellikle tarım ve gıda mallarında mevzuatın yorucu ve çok fazla prosedür gerektirmesi ürünlerin pazara aktarılması konusunda gecikmelere sebep oluyor. Gümrükleme faaliyetlerinin hızlandırılması ve elektronik ortamda hızlı bir şekilde çözülebilmesinin tüm sektöre ivme kazandıracağını düşünüyorum” dedi.
Türk Kimya Endüstrisi, ilk 9 ayda yüzde 40’lık artışla 25.6 Milyar USD ihracat gerçekleştirdi
Sarıcı, gelinen nokta ile ilgili, “2022 yılının üç çeyreğini 25.6 Milyar USD ihracat ile tamamlayan kimya endüstrisi aynı zamanda diğer sektörlere verdiği destek ile (otomotiv, refrakter, kozmetik, yapı malzemeleri, tarım, gıda vs.) bu sektörlerin de ihracatına dolaylı yoldan katkı sağlıyor. Jeopolitik önemi, Asya ile Avrupa arasında gerçek bir lojistik köprüsü olma özelliği, AB’ye tır ve gemiler ile kısa transit sürelerinde ulaşabiliyor olması Türkiye’yi bir ihracat ara lojistik merkezi durumuna getiriyor. Bu pozisyonu çok iyi bir şekilde kullanan Türkiye kimya alanındaki ihracatını başarılı bir şekilde artırmaya devam etmekte” değerlendirmesinde bulundu. 2022 yılının ikinci yarısından bu yana hammadde pazarının belirsizliklerle dolu olduğuna değinen Sarıcı, “Birinci yarı yılın aksine küresel pazarda global resesyon beklentisi ile petrol ve emtia fiyatlarında bir düşüş öngörüyoruz. Uzak Doğu’da pandemi süreci ile ilgili tekrardan kapanmalar ile tedarik zincirlerinde kırılmalar bekliyoruz. Buna ek olarak yaşanan küresel resesyon ile bazı hammaddelerde talep düşüklüğü bir taraftan fiyatları aşağıya çekerken, aynı zamanda karlılığın düşmesi ile özellikle Batılı üreticilerin bazı enerji yoğun ürünlerde geçici olarak üretimi durdurması tekrardan tedarik sıkıntısı ve fiyat artışlarına sebep olacaktır diye düşünüyoruz” dedi.
RÖPORTAJ
3 gün önceSİVİL TOPLUM KURULUŞU
07 Ekim 2024ŞİRKET HABERLERİ
07 Ekim 2024GENEL
07 Ekim 2024GENEL
07 Ekim 2024ŞİRKET HABERLERİ
07 Ekim 2024RÖPORTAJ
07 Ekim 2024