Bölgenin jeopolitiğinde önemli pay sahibi bir Arktik Devleti olan İsveç, Ukrayna savaşının ve Kuzey Kutbu’nun(Arktik) değişen manzarasının ardından savunma stratejisini yenilemeye hazırlanıyor. İsveç Savunma Komisyonu tarafından ülkenin güvenlik politikasına ilişkin olarak sunulan son raporda, dünyanın kritik bir dönemeçte bulunduğu ve yerleşik kurallara dayalı uluslararası düzenin “Rusya ve Çin gibi otokratik ülkelerin” meydan okumalarıyla karşı karşıya olduğu vurgulandı. Rapor, Rusya’nın Batılı ülkelerle sürekli bir çatışma niyeti göstermesi nedeniyle Avrupa’da büyük çaplı bir savaşın yaşanabileceği acı gerçeğini kabul ediyor.
Raporda, Rusya’nın saldırgan tutumu göz önüne alındığında, İsveç’in kapsamlı savunma yeteneklerinin uzun vadeli gelişimine öncelik vermesinin zorunlu olduğu belirtiliyor. Bu, NATO’nun kolektif savunma çerçevesiyle uyumlu olarak topraklarını silahlı saldırılara karşı koruma yeteneğini de içeriyor. Komite, Ukrayna’daki çatışmanın tırmanabileceği ve potansiyel olarak diğer ülkelere yönelik saldırıları ya da nükleer veya diğer kitle imha silahlarının kullanımını içerebileceği konusunda uyarıda bulundu.
Değişen Güvenlik Algıları
Geçtiğimiz yıl İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, ülkenin kendisini “İkinci Dünya Savaşından bu yana, Avrupalı büyük bir gücün komşu bir ülkeye karşı savaş açtığı en ciddi güvenlik politikası durumu içinde bulduğunu” söyledi ve ”hükümetin odak noktası demokratik değerleri savunmak ve İsveç’in çıkarlarını korumaktır.” dedi. Yeni hükümet görev tanımında dört bölümden oluşan bir politika belirledi: 1) İsveç NATO’ya katılacak ve Türkiye ve Finlandiya ile anlaşmayı gerçekleştirecek, 2) dış politika İsveç’in çıkarlarını korumalı ve demokratik değerleri desteklemeli, 3) silahlı kuvvetler 2026 yılına kadar gayri safi milli hasılanın (GSMH) en az %2’si oranında güçlendirilecek ve 4) Ukrayna’ya verilen destek arttırılacak.
İsveç’in yeni Dışişleri Bakanı Tobias Billström, ülkenin dış politikasının İsveç’in çıkarlarına ve değerlerine öncelik vermesi gerektiğini belirterek İsveç’in feminist dış politikasının sona erdiğini duyurdu ve hükümetin yaklaşımında bir değişime işaret etti. Feminist dış politikanın sona ermesiyle birlikte yeni hükümet, İsveç’in çıkarları ve değerleriyle uyumlu bir dizi önceliği kapsayan daha geniş bir yaklaşımı vurgulayacak. Yeni hükümetin spesifik dış politika öncelikleri, Tobias Billström ve hükümetin kendisi tarafından ana hatları çizilen politika ve gündemlere bağlı olacaktır.
Birçok Batılı ülke gibi İsveç de Soğuk Savaş’ın sona ermesinin ardından savunma harcamalarını azaltmış, ancak o zamandan bu yana askeri harcamalarını arttırmıştır. Ülke 2026 yılına kadar NATO’nun GSYİH’nin %2’sini savunmaya ayırma şartını yerine getirmeyi hedeflemektedir. Bütçe tahsisi de dahil olmak üzere uzun vadeli savunma planlarını formüle etmek üzere müzakerelere başlanmış olup nihai raporun önümüzdeki yılın Nisan ayında hazırlanması beklenmektedir. NATO’ya katılmak İsveç’in uzun süredir devam eden resmi tarafsızlığından bir sapma anlamına gelecektir, ancak ülke NATO kuvvetleriyle eğitim tatbikatlarına katılmaktadır.
Kaynak: (Geçtiğimiz günlerde Euroasia Review sitesinde yayımlanan Mahatma Gandhi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Politika Profesörü K.M. SEETHI imzalı makale TASAM Stajyeri Kemal KISA tarafından çevrilmiştir)
GENEL
7 gün önceGENEL
8 gün önceSİVİL TOPLUM KURULUŞU
9 gün önceEKONOMİ
12 Aralık 2024FUAR-ETKİNLİK-TURİZM
12 Aralık 2024RÖPORTAJ
12 Aralık 2024RÖPORTAJ
12 Aralık 2024