Fuat Kulaçoğlu, genç yaşta omuzlarına binen ağır sorumlulukları vizyoner bir bakış açısıyla yöneterek sadece ailesinin değil, Erzurumun ticari istihtamına katkı sağlayan adımlar atmış bir isim. Babasından devraldığı bayrağı, kurduğu ve yönettiği farklı şirketlerle daha da ileriye taşıyan Kulaçoğlu, Erzurum’da gerçekleştirdiği “ilk”lerle şehrin ticari ve turistik potansiyelini açığa çıkarırken, Palandöken’i uluslararası bir marka yapma yolunda kritik roller üstlendi.
LONCA Business Network Medya Platformu olarak, Sayın Fuat Kulaçoğlu’nun ilham veren yaşam öyküsünü, Hamle Global çatısı altındaki güncel çalışmalarını ve topluma adanmışlığını sizler için daha yakından inceleyeceğiz. Bu özel röportajda, bir şehrin kalkınma mücadelesiyle bir iş insanının azmi ve vizyonunun nasıl kesiştiğine tanıklık edeceğiz.
LONCA BUSİNESS NETWORK SORUYOR, FUAT KULAÇOĞLU CEVAPLIYOR:
– Sayın Kulaçoğlu, iş hayatına girişiniz oldukça dramatik bir olayla başlıyor. 18 yaşında babanızın vefatıyla devraldığınız sorumluluklar ve o ilk yıllarda karşılaştığınız temel zorluklar nelerdi? Bu deneyim, bugünkü Fuat Kulaçoğlu’nu kurduğu şirketlerin temel değerlerini nasıl şekillendirdi?
Eşref Bey, hayat gerçekten de beni çok erken yaşta, belki de en hazırlıksız olduğum bir anda büyük bir imtihanla karşı karşıya bıraktı. 18 yaşında, üniversite hayalleri kurarken, babamı ani bir kalp kriziyle kaybetmek ve ailemizin geçim kaynağı olan, o dönemin önemli firmalarından KULAÇOĞLU Limited Şirketi’nin başına geçmek zorunda kalmak… Bu, kelimelerle tarifi zor bir dönüm noktasıydı. En büyük zorluk, o genç yaşta, böylesine büyük bir ticari ve mali sorumluluğu üstlenmekti. Faaliyet gösterdiğimiz, Dayanıklı tüketim malları (ARÇELİK )Bayiliği, altyapı inşaat derin bilgi, tecrübe ve güçlü bir network gerektiriyordu. Başlangıçta acemilikler, hatalar kaçınılmazdı. Ancak her hata, paha biçilmez bir derse dönüştü. Türkiye’nin ekonomik olarak çalkantılı olduğu yıllardı ve bu koşullar altında ayakta kalmak, işleri büyütmek için inanılmaz bir sabır, azim ve stratejik düşünme gerektiriyordu. Bu süreçte en büyük gücüm, ailemin sarsılmaz inancı ve bu arada Erzurum iş dünyasının gösterdiği desteğe güvene ve teveccühe hep minnettar olmuşumdur Babamın mirasına sahip çıkmak, ailemi korumak ve onlara layık olmak benim için bir görevden çok bir onur meselesiydi. O günlerde öğrenilen dayanıklılık, pes etmeme, çözüm odaklılık gibi değerler, şüphesiz bugünkü iş yapış tarzımın ve Hamle Global AŞ nin temel felsefesinin oluşmasında kritik rol oynadı.
– Erzurum’da hep “ilk”leri gerçekleştiren birçok projeye imza attınız. İlk FORD otomotiv plaza, ilk hipermarket ve DEDEMAN HOLDİNG ile ERZURUM PALANDÖKEN ve KARS SARIKAMIŞTA otel yatırımı gibi. Bu girişimlerin ardındaki temel motivasyon neydi? Sadece ticari bir başarı mı hedeflediniz, yoksa Erzurum için daha büyük bir vizyonunuz mu vardı? Bu projeler bugün FUAT KULAÇOĞLUNA nasıl bir zemin hazırladı?
Erzurum benim için sadece doğup büyüdüğüm bir şehir değil, her taşına, her köşesine anılarımı bıraktığım, ruhumu besleyen bir memleket. Motivasyonumun temelinde her zaman bu derin sevgi ve Erzurum’a hizmet etme arzusu yattı. Şehirde yaşarken gözlemlediğim eksiklikleri gidermek, hemşerilerimin hayatını kolaylaştırmak ve onlara daha modern imkânlar sunmak benim için bir tutkuydu. İlk otomotiv plazası HAMLE OTOMOTİV AŞ kurarak ( FORDOTASAN OTOMOBİL )distiribitörlüğü,yaparak yöre yaşayanının araç alım satımı için büyük şehirlere gitme zorunluluğunu ortadan kaldırdık. Hipermarket ve AVM projeleriyle, bölge halkına çağdaş bir alışveriş deneyimi sunarken, daha da önemlisi Erzurum için ciddi bir istihdam kapısı araladık.
Her projeye başlarken kendime sorduğum soru şuydu: “Bu adımla Erzurum’a ve insanımıza nasıl daha fazla değer katabilirim?” Bu sürekli daha iyisini yapma arayışı, beni hep ileriye taşıdı. Bu yerel başarılar ve kazanılan deneyimler, zamanla daha büyük ölçekli düşünmemi, ulusal ve hatta küresel projeleri hedeflememi sağladı ve Hamle Global gibi yapıların vizyonunun oluşmasına temel teşkil etti. “Yerelde başarmadan genelde iddialı olamazsınız.”
– Palandöken Kış Turizmi’nin gelişimine yaptığınız katkılar biliniyor. Bu alandaki vizyonunuz neydi ve Palandöken’in bugünkü konumuna gelmesinde sizin rolünüzü nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu yatırım, Hamle Global‘in stratejik yatırım anlayışıyla örtüşüyor mu?
Palandöken, Erzurum için adeta saklı bir hazineydi. Kış turizmi açısından muazzam bir potansiyele sahip olduğunu görüyordum, ancak bu potansiyelin fark edilmesi, işlenmesi ve dünyaya tanıtılması gerekiyordu. Vizyonumuz, Palandöken’i sadece Türkiye’nin değil, dünyanın sayılı kış turizmi merkezlerinden biri yapmaktı. Bu doğrultuda stratejik yatırımlar yaparak, tesisleşmeden tanıtıma kadar birçok alanda öncü rol üstlendik. Palandöken’in ulusal ve uluslararası arenada bugünkü bilinirliğe ulaşmasında ve 2600 yatak kapasiteli önemli bir destinasyon haline gelmesinde bir payımız olduğunu bilmek benim için büyük bir gurur kaynağı. Ama asıl mutluluğum, bu yatırımların Erzurum ekonomisine, istihdamına ve şehrin genel imajına yaptığı pozitif katkıdır. Bu tür potansiyeli yüksek, stratejik ve uzun vadeli değer yaratacak alanlara yatırım yapma anlayışı, elbette Hamle Global‘in de temel yatırım prensiplerinden biridir.
– Fuat Bey, 1992 Yılında Erzurum Ticaret Odası’nda aktif görev almaya iten temel motivasyon neydi? Erzurum Ticaret Odasında Meclis Başkanı Yardımcılığı’ndan TOBB Delegeliğine geçişinizi nasıl değerlendiriyorsunuz ve Erzurum’u TOBB gibi Türkiye’nin en üst düzey iş dünyası platformunda temsil etmek sizin için ne anlam ifade ediyor? Bu olayların boyutu size ve Erzurum’daki iş dünyasına neler kattı?”
“Teşekkür ederim. 1992 yılı hem kendi ticari faaliyetlerimi büyütmeye hem de doğup büyüdüğüm şehir, Erzurum’a karşı sorumluluğumu yerine getirmeye odaklıydım. O dönemde, genç bir iş insanı olarak Erzurum’un potansiyelini daha iyi ortaya çıkarabileceğimiz etkin olduğumuz alanları bulmak isteği beni Erzurum Ticaret Odası’nda görev almaya teşvik etti.
Meclis Üyeliğinin hemen ardından Meclis Başkanı Yardımcılığı görevine layık görülmek, benim için büyük bir onur, aynı zamanda ciddi bir motivasyon ve sorumluluktu. Bu görev, Oda’nın yasama organı olan Meclis’in tamamını yakından tanımaya, farklı sektörlerden gelen üyelerimizin izlenimlerini ve değerlendirmelerini daha iyi anlamamı sağladı.
TOBB Delegeliği ise, Erzurum’un potansiyelini doğrudan Türkiye’nin iş dünyasının kalbinin attığı Ankara’ya taşıma fırsatıydı. Şehrimizin sorunlarının ve çözüm önerilerinin ulusal düzeyde bilinirliğini artırmak adına çok önemli bir platformdu.
Erzurum Ticaret Odası Meclis Üyeliği ile Meclis Başkan Yardımcılığıtabiri caizse icraatçı bir role geçmek demekti. Meclisin genel politikaların belirlenmesi, hayata geçirilmesi gereken icraatların gerçekleştirilmesi, iş dünyasının sorunlarının tespit edilmesi ve bunlara çözümler üretilmesinin yanı sıra, Oda’nın idari ve mali işlerinin yürütülmesi.
Bu geçiş, edindiğim tecrübeleri daha somut projelere dönüştürme imkânı verdi. Yönetim Kurulu’nda alınan kararlarda ve yürütülen projelerde TOBB’un nezdinde Erzurum’u daha güçlü bir şekilde temsil etme imkânı buldum.
Bu görevler sayesinde, iş dünyasında birlik ve beraberlik içinde hareket ettiğinizde neleri başarabileceğimi gördüm. Türkiye’nin dört bir yanından gelen iş insanlarıyla tanıştım. Farklı vizyonları görmek, ulusal ekonominin dinamiklerini yakından tanımak, Erzurum’a yeni perspektifler kazandırmama sebep oldu. O dönemde edindiğim tecrübeler ve kurduğum ilişkiler, sonraki yıllardaki görev ve sorumluluklarımı yerine getirmede çok işime yaradı”
– İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) gibi önemli kurumlarda görev aldınız. Bu görevler size ve temsil ettiğiniz iş dünyasına ne gibi deneyimler kazandırdı? Bu tecrübeler, Hamle Global’in yönetim stratejilerine nasıl yansıdı?
İTO ve TOBB, Türk iş dünyasının kalbinin attığı, nabzının tutulduğu çok önemli platformlar. Buralarda görev almak, sadece kendi şirketleriniz veya sektörünüzle değil, ülkenin genel ekonomik dinamikleriyle, iş dünyasının sorunları ve çözüm önerileriyle doğrudan temas etme imkânı sunuyor. İTO’daki meclis üyeliğim sırasında ticaretin sadece ekonomik değil, aynı zamanda derin bir toplumsal sorumluluk taşıdığını çok daha net kavradım. TOBB’da ise uluslararası ticaretin dinamiklerini, diplomasinin iş dünyasındaki yerini ve küresel rekabetin kurallarını daha yakından görme fırsatı buldum. Bu görevlerde edindiğim geniş perspektif, network ve kurumsal işleyiş tecrübesi, şüphesiz Hamle Global gibi yapıların daha sağlam temeller üzerine oturmasında, stratejik planlamasında ve paydaş ilişkilerinin yönetiminde bana yol gösterici oldu.
– Sivil toplum kuruluşlarındaki aktif rolünüz dikkat çekici. Erzurum Sosyal Yardımlaşma Vakfı, ERVAK, TUKAV, Darülaceze Vakfı, Darülaceze Şefkat Vakfı, Cemile Sultan Sosyal Eğitim Vakfı gibi birçok yapıda görev alıyorsunuz. Bu yoğun tempo içinde STK çalışmalarına neden bu kadar önem veriyorsunuz? Bu çalışmaların Hamle Global gibi ticari yapılarınıza bir yansıması oluyor mu?
Sivil toplum kuruluşları, bir toplumun vicdanı, dayanışma ruhu ve ilerlemesinin motorudur. Benim için bu kuruluşlarda görev almak, ticari hayattaki başarı kadar, hatta belki daha fazla anlam taşıyor. Erzurum özelindeki vakıflardan, Darülaceze gibi tarihi ve manevi değeri yüksek kurumlara, yeni kurduğumuz Şefkat Vakfı’na kadar her birinde farklı bir amaca hizmet ediyoruz; sosyal yardımlaşma, kalkınma, spor, eğitim, kültürel mirasın korunması gibi… Bu vakıflarda hiçbir maddi beklentimiz olmadan zamanımızı, enerjimizi, bilgi birikimimizi ve tecrübelerimizi paylaşıyoruz. Bana en büyük katkısı, insanların hayatına dokunabilmenin, bir soruna çözüm üretebilmenin, gençlere umut verebilmenin verdiği manevi tatmin. Bu, iş hayatının getirdiği maddi kazanımların çok ötesinde bir duygu, elbette, bu çalışmalar dolaylı olarak iş dünyasına da yansıyor. Farklı çevrelerden insanlarla tanışmak, toplumsal ihtiyaçları daha yakından görmek, empati kurmak, liderlik ve organizasyon becerilerini farklı bir alanda kullanmak, vizyonunuzu genişletiyor. Belki doğrudan Hamle Global’in bilançosuna etki etmez ama bu çalışmalardaki samimiyet ve topluma katkı, uzun vadede itibarınızı ve güvenilirliğinizi pekiştirir ki bu da her ticari yapı için en değerli sermayedir.
– Yoğun iş hayatı ve STK çalışmaları arasında bir denge kurmak zor olsa gerek. İş insanlarına, özellikle genç girişimcilere bu tür sosyal sorumluluk projelerinde yer almalarını tavsiye eder misiniz? Bunun iş hayatına ve kişisel gelişime ne gibi faydaları veya potansiyel zorlukları olabilir?
Bu çok yerinde bir soru Eşref Bey. Benim bu konudaki mesajım hep net olmuştur: “Ticaret erbabı mutlaka bulunduğu yörede özelikle TİCARET ile ilgili STK larda görev almalı .” Günümüz iş dünyasında başarılı olmak sadece iyi bir ürün veya hizmet sunmakla sınırlı değil. İçinde yaşadığınız topluma karşı sorumluluklarınız var. Cemiyetlerde, vakıflarda, ticaret ve sanayi odalarında, esnaf odalarında aktif görev almak, sadece topluma hizmet etmek anlamına gelmez. Aynı zamanda kendinize yapacağınız en iyi yatırımlardan biridir. Bu platformlar size eşsiz bir network (iletişim ağı) kurma, farklı bakış açıları kazanma, liderlik vasıflarınızı geliştirme ve en önemlisi, güvenilirliğinizi artırma imkânı sunar. Evet, zaman ayırmak gerekir, ek bir sorumluluktur. Ancak kazandırdıkları, bu fedakârlığın çok üzerindedir. Genç girişimcilere özellikle tavsiyem; “işinizi kurarken veya büyütürken mutlaka bu tür sosyal ağların içinde yer alın.” Kuracağınız doğru ilişkiler, edineceğiniz vizyon, iş hayatınızda size tahmin edemeyeceğiniz kapılar açabilir. Zaman yönetimi ve önceliklendirme ile bu denge pekâlâ kurulabilir.
– Sayın Kulaçoğlu, spor dünyasında da çok önemli ve uzun soluklu bir geçmişiniz var. Hatta bir ifadenizde spor için “OLMAZSA OLMAZIM” demişsiniz. Türk Kayak Milli Takımı Kaptanlığı ve Türk Kayak Federasyonu’nda 1992 yılından 2014 yılına kadar çeşitli dönemlerde Yönetim Kurulu Üyeliği ve Asbaşkanlık dâhil Boks ve Atletizm Federasyonlarındaki Yönetim Kurulu üyelikleriniz… Bu derin spor tutkunuz ve bu yöneticilik rolleriniz hakkında konuşabilir miyiz? Ayrıca merak ediyoruz, bu kadar farklı alana yayılan enerji ve zamanı nasıl buldunuz ve nasıl başardınız?
Eşref Bey, öncelikle değerli tespitleriniz için çok teşekkür ederim. Hem Erzurum sevdamızı, hem de sivil toplumlarımızı böyle güzel özetlemeniz beni ayrıca mutlu etti. Spor konusuna gelince, evet, siz de gördüğünüz gibi benim için gerçekten bir “OLMAZSA OLMAZ”. Bu konunun konuşulmasından da büyük keyif alıyorum.
Sporla ilişkim, aslında Erzurum’un bana sunduğu en büyük özgürlüklerden çalışmalarım, Palandöken’le başladı. Çocukluğumda, gençliğimde kayakla tanışmak, o beyaz örtünün üzerinde kaymanın sunduğu özgürlük hissi, doğayla iç içe olmak, benim için bir tutkuya dönüştü. Bu tutku beni Türk Kayak Milli Takımı’na kadar taşıdı. Ay-yıldızlı formayı taşımak ülkemi uluslararası arenada temsil etmek, hayatımın en gurur verici deneyimlerindendi. O dönemdeki disiplin, rekabet ruhu, takım çalışma anlayışı, zorluklara karşı pes etmeme niyeti, sadece sporculuk kariyerimin değil, aynı zamanda yaşamımın şekillendirilmesiydi.
Sporculuk tutkumdan kopmam mümkün değildi. Sporun bana kattıklarını, edindiğim tecrübeyi yönetici olarak Türk sporuna geri vermek istedim. TÜRK KAYAK FEDERASYONU çatısı altında uzun yıllar Asbaşkanlık ve yönetim kurulu üyeliği ile devam etti. Bu süreçte kayak sporunun altyapısınıngelişmesi,ve kayak merkezlerinin keşfedilmesi gibi birçok alanda çalışmalar yaptım.(TRABZON ÇAKIR GÖL KAYAK MERKEZİ ve KONAKLI KAYAK MERKEZİ gibi) 1994/1998 Yıllarında FİSU da ( DÜNYA ÜNİVERSİTELER ARASI KIŞ OYUNLARI FEDERASYONU)Türkiye kayak federasyonu adına delege olarak 4 yıl görev yaptım
Boks Fedarasyonunda 2 dönem ,sonrasındaAtletizm Federasyonunda 2 dönem yönetim kurulu üyeliği görevinde bulundum , spora olan bakışımın sadece kayakla sınırlı olmaması, sporun evrensel değerlerine olan inancımı yansıtıyor aslında. Farklı branşlarda olsa da, aynı hedefler var: Gençlerimizin spor yapma imkânı sunmak, onların kötü alışkanlıklardan uzak tutmak, disiplinli, sağlıklı ve hedef odaklı bireylerin yetişmelerine katkı sağlamak ve tabii ki uluslararası başarılar için zemin hazırlamak için federasyonlardan gelen görev tekliflerini de bu misyonlarla kabul ettim.
“Bu kadar farklı alanda nasıl enerji ve zaman buldunuz?” Soruna gelince… Sanırım işin sırrı tutkuda ve iyi bir planlamada yatıyor. Sevdiğiniz işi yaptığınızda, iş yük olmaktan çıkıp, bir enerji kaynağına dönüşüyor. Spor, benim için her zaman yaşadığım, enerji topladığım bir alan oldu. Elbette iş dünyasının yoğun temposu, sivil toplum sorumlulukları ve aile hayatı arasında bir dengenin sağlanması kolay değil. Ancak disiplinli çalışma, zaman yönetimi ve en önemlisi, birlikte çabaladığım değerli ekiplerin desteği sayesinde bu görevlerin bir arada sürdürülmesine gayret gösterdim.
Sonuç olarak, benim için spor sadece bir hobi değil, bir yaşam biçimi, bir okul, bir karakter inşa aracı. Gençliğimde bana kattıklarının borcunu, ödemeye çalışıyorum. Çünkü sporla yetişen bir nesil, hem daha sağlıklı, hem daha disiplinli, hem de ülkeye daha faydalı olacaktır. Bu inanç, benim en büyük motivasyon kaynağım.
– “Palandöken Anıları” isimli bir kitabınız var. Bu kitabı yazma motivasyonunuz neydi ve okuyuculara ne anlatıyor? Gelecek nesillere bırakmak istediğiniz temel mesaj nedir?
“Palandöken Anıları”, benim Erzurum’a olan derin sevgimin, vefa borcumun ve özellikle kış turizmi başta olmak üzere orada hayata geçirdiğimiz projelerin bir nevi kaydıdır. Kitap, 2011 yılına kadar uzanan süreçteki anılarımı, Palandöken’in gelişim hikâyesini, Erzurum’da gerçekleştirdiğimiz diğer projeleri ve bu süreçte edindiğim kişisel deneyimleri içeriyor. Kitap yazmak, o anıları, o heyecanları, o zorlukları yeniden yaşamak gibiydi. Temel motivasyonum, bu tecrübeleri, özellikle de bir şehrin potansiyelini ortaya çıkarma mücadelesini gelecek nesillere bir miras olarak bırakmaktı. Çünkü inanıyorum ki, şehirlerin hikâyeleri, orada yaşayan, oraya değer katan insanların hikâyeleriyle birlikte yazılır ve anlam kazanır. Gelecek nesillere mesajım; “köklerinize sahip çıkın, hayal kurmaktan ve o hayaller için çalışmaktan asla vazgeçmeyin.”
– Son olarak, LONCA Business Network aracılığıyla genç girişimcilere ve iş dünyasına yeni adım atacaklara, özellikle de Hamle Global gibi başarılı yapılar kurmayı hedefleyenlere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz? Başarının sırrı nedir sizin için?
Gençlere ilk tavsiyem şu: Hayal kurmaktan korkmayın hayallerinizi hedeflere dönüştürmek içinde çok çalışmaktan da asla kaçınmayın. Başarıya giden yolda sihirli bir formül yok, ancak olmazsa olmazlar var: Zaman yönetimi çok kritik. Her anınız değerli. Disiplin, hedeflerinize ulaşmak için vazgeçilmezdir. Dürüstlük, sadece iş ahlakı değil, uzun vadeli başarının ve güvenin temelidir. İş hayatında güçlü bir iletişim ağı (network) oluşturmak ve doğru insanlarla iş birliği yapmak hayati önem taşır. Bunu da ancak sosyal olarak aktif olmakla başarabilirsiniz. Ve belki de en önemlisi: Asla vazgeçmeyin! Yolunuza mutlaka zorluklar çıkacak, hatalar yapacaksınız, düşeceksiniz. Önemli olan her zorluktan ders çıkarıp daha güçlü bir şekilde ayağa kalkmaktır. Her engel, sizi başarıya bir adım daha yaklaştıran bir fırsattır aslında. Hamle Global gibi yapıları kurmak da bu temel prensipler üzerine inşa edilir: Sağlam bir vizyon, çok çalışma, dürüstlük, doğru strateji ve asla pes etmeyen bir ruh.
Sayın Fuat Kulaçoğlu’nun bu samimi ve ilham verici paylaşımları, sadece Erzurum’dan yola çıkan bir başarı öyküsünü değil, aynı zamanda iş dünyasındaki liderliğin toplumsal sorumlulukla nasıl birleşebileceğini de gözler önüne seriyor. İstanbul Ticaret Odası’ndaki görevlerinden Erzurum Kalkınma Vakfı’na, Hamle Global‘in vizyoner projelerinden Palandöken’e uzanan her adımında insan odaklı bir yaklaşım ve geleceğe iz bırakma arzusu görüyoruz. “Palandöken Anıları” kitabıyla kendi yaşamından kesitler sunarken hem memleketine hem de ülkesine olan bağlılığını dile getiren Kulaçoğlu’nun hayatı, “Bireysel başarılar geçicidir, ama topluma yapılan katkılar ebedidir” sözünün canlı bir örneği niteliğinde.
LONCA Business Network Medya Platformu olarak, değerli vakitlerini ayırıp bu keyifli ve ufuk açıcı röportajı gerçekleştiren Sayın Fuat Kulaçoğlu’na içtenlikle teşekkür ediyoruz.
Bu röportajın tamamını ve daha fazlasını “Lonca Business Network – @LoncaBusinessNetwork” Youtube kanalımızdan izleyebilirsiniz.
FUAT KULAÇOĞLU KİMDİR?
1961 Erzurum doğumlu Fuat Kulaçoğlu, eğitim hayatına Erzurum TED Koleji’nde başlayıp Erzurum Lisesi ile devam etmiş, ardından Erzurum Atatürk Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği bölümünden mezun olmuştur. Akademik kariyer yerine, ailesinin ve şehrinin ona yüklediği sorumlulukla genç yaşta iş dünyasına katılan Kulaçoğlu, özellikle babasının 18 yaşındayken ani vefatı üzerine, aile şirketi KULAÇOĞLU Limited Şirketi’nin yönetimini devralarak zorlu bir başlangıç yapmıştır. Bu erken başlangıç, onun bugünkü dayanıklılığının ve problem çözme yeteneğinin temellerini atmıştır.
Erzurum’da inşaat, altyapı, ticaret ve turizm alanlarında “ilkler”in mimarı olan Kulaçoğlu, şehrin ilk modern otomotiv plazasını,ve ilk hipermarketini ve konsept alışveriş merkezlerini hayata geçirerek bölgenin ekonomik ve sosyal dokusuna önemli katkılar sağlamıştır. Palandöken Kış Turizmi’nin gelişimindeki stratejik yatırımları ve vizyoner projeleriyle bölgenin ulusal ve uluslararası tanınırlığını artırmıştır. Bu girişimler, onun ilerleyen yıllarda Hamle Global gibi daha geniş kapsamlı yapılara uzanan iş anlayışının da habercisi olmuştur.
Siyasi hayatta da aktif rol alan Kulaçoğlu, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Parti) kuruluş sürecinde Merkez İlçe Teşkilatında yer almış ve 2004-2009 yıllarında 10. Dönem Erzurum, 2009-2014 yıllarında 11. Dönem İstanbul İl Genel Meclisi üyeliklerinde, 2011 yılında da İl Encümenliği görevlerinde bulunmuştur. 2015 Yılında Erzurum’dan Ak Parti Milletvekili Aday Adayı, 2019 Yılında İstanbul 1. Bölgeden Ak Parti Milletvekili Aday Adayı olmuştur. İş dünyasının çatı kuruluşlarından İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nde (TOBB) üstlendiği görevlerle sektörel ve bölgesel kalkınmaya hizmet etmiştir. Bugün, Hamle Global bünyesindeki ticari faaliyetlerinin yanı sıra, çok sayıda sivil toplum kuruluşunda aktif görev alarak toplumsal fayda üretmeye devam etmektedir.
SİVİL TOPLUM KURULUŞU
1 gün önceGAYRİMENKUL - OTOMOBİL
2 gün önceGAYRİMENKUL - OTOMOBİL
3 gün önceRÖPORTAJ
10 gün önceGENEL
27 gün önceSİVİL TOPLUM KURULUŞU
20 Haziran 2025RÖPORTAJ
20 Haziran 2025