DOLAR 34,2291 -0.05%
EURO 37,5411 -0.28%
ALTIN 2.886,560,01
BITCOIN 2124458-0,86%
İstanbul
22°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan: “İstihdamda Dönüşümü Birlikte Başarabiliriz”
9129 okunma

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan: “İstihdamda Dönüşümü Birlikte Başarabiliriz”

ABONE OL
21/09/2024 10:28
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan: “İstihdamda Dönüşümü Birlikte Başarabiliriz”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, dünyada tüm alanlar gibi işgücü piyasasının da dönüşüm içinde olduğuna dikkat çekti. Işıkhan “Bu dönüşümü kamu olarak bizler, özel sektör olarak sizler; iyi kavrayıp çağı yakalamamız gerekiyor. Bu noktada, İstanbul Ticaret Odası gibi kuruluşlarımızın katkıları ve işbirliği büyük önem taşıyor” dedi.

İTO’nun Meclis Toplantısı’nda iş dünyasının temsilcilerine seslenen Bakan Işıkhan, “Teknoloji, dijitalleşme, yeşil ekonomi, sürdürülebilirlik artık iş hayatının ve üretim süreçlerinin ayrılmaz birer parçası haline geldi. Yaşanan dönüşümü hep birlikte anlayıp desteklememiz, ülkemizin istihdam kapasitesini daha da artıracak ve iş dünyamızın rekabet gücünü pekiştirecektir” diye konuştu.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, İstanbul Ticaret Odası’nın eylül ayı Meclis Toplantısı’nda konuştu. “Ülkemizin kalkınmasında önemli rol oynayan kıymetli iş insanlarımız” diyerek İTO Meclis Üyelerine hitap eden Bakan Işıkhan, “Bu değerli platformda sizlerle buluşmak, ülkemizin ekonomik kalkınma hedeflerini daha ileriye taşımak adına yapacağımız çalışmalar için önemli bir fırsat. Türkiye ekonomisinin büyüme motoru, sanayi ve ticaret dünyasındaki sizlerin dinamizmi ve yenilikçi yaklaşımıdır” dedi.

İSTİHDAM POLİTİKASI

Orta Vadeli Program’da ortaya konulan hedeflere dikkat çeken Bakan Işıkhan, şunları söyledi: “OVP; ekonomik ve sosyal alanlarda izlenecek çatı politikalarımızı açıklarken; ülkemizin ekonomik yönetimine dair güçlü bir yol haritası sunuyor. Bu çerçevede iş dünyamızın ihtiyaç duyduğu yatırım ortamının iyileştirilmesi, finansman kaynaklarına erişimde ve vergi sisteminde yapılacak düzenlemelerle cari dengeyi korurken üretim ve istihdamın daha da artırılmasını hedefliyoruz. Bu bağlamda, istihdam politikalarımızı da güçlendiriyoruz. Son yıllarda işgücüne katılım oranında kaydettiğimiz artış ve istihdam alanındaki başarılarımız, bu konuda attığımız adımların doğru olduğunu kanıtlar niteliktedir. Kadınların, gençlerin ve dezavantajlı grupların iş gücüne katılımını teşvik eden politikalarımızın sonuçlarını sahada net bir şekilde görüyoruz.”

ATILAN ADIMLAR

Bu kapsamda atılan adımlardan bahseden Bakan Işıkhan şunları söyledi:

*Kadın, genç ve mesleki yeterlilik belgesi olanların istihdamı teşvikini uzattık.

*Asgari ücret desteğini 700 liraya çıkardık.

*Aktif iş gücü programlarımızdaki yükümlülükleri, işverenlerin lehine kolaylaştırdık.

*Kısa çalışma ödeneğinde yararlanma şartlarını azalttık.

*Kadınların iş gücüne katılımını artırmak için ‘iş pozitif’ programını devreye aldık.

*Meslek lisesi mezunlarına kendi mesleklerindeki işbaşı eğitim programlarına katıldıkları takdirde, asgari ücretin yüzde 30 fazlasını ödemeye başladık.

SOSYAL DİNAMİKLER

“Biliyoruz ki Türkiye’nin ekonomik kalkınma yolculuğu, özel sektörün dinamizmi ve kamu yönetiminin vizyoner politikaları ile mümkün olacaktır” diyen Işıkhan, söyle devam etti: “Günümüzün değişen ekonomik ve sosyal dinamiklerine uyum sağlamak için kamuolarak özel sektöre rehberlik etmek, ihtiyaç duyulan dönüşümün öncüsü olmak en önemli görevlerimizden biridir. Bu vesileyle,  günümüzdeki dönemde de hayata geçireceğimiz program ve projelerle, istihdamı artırmaya ve işgücümüzü daha nitelikli hale getirmeye devam edeceğiz. Önceki hafta ‘İşgücü Uyum Programı’nı başlattık. Bu programdan işgücüne katılmayan işsizler, kadınlar, öğrenciler gibi çalışma hayatında dezavantajlı kesimler özellikle faydalanacak. Katılımcılar, programa devam ederken aynı zamanda da bir işte çalışabilecek. Bu programla, İşgücüne katılımı ve istihdamı artırmak, toplumun her kesimini işhayatına kazandırmak ve neticesinde Türkiye’nin ekonomik büyümesini sürdürülebilir kılmak istiyoruz.”

Bakan Işıkhan “Genç, dinamik ve yetenekli nüfusumuzdan maksimum düzeyde faydalanmamız gerektiğinin bilincindeyiz. Sizlerin ve tüm iş insanlarımızın en büyük ihtiyaçlarından birinin, nitelikli ve çalışma hayatına uyum sağlamış insan kaynağı olduğunu biliyoruz” dedi.

YENİ GERÇEKLER

Bakan Işıkhan, İTO Meclis Üyelerine seslenirken, teknoloji ve dijitalleşmenin hızla ilerlediği bu çağda, işgücünün veişverenlerin bu yeni gerçeklere uyum sağlamasının kaçınılmaz hale geldiğine işaret etti.

Işıkhan bu konuda şunları söyledi: “Yalnızca işveren merkezli bir bakış açısıyla; iktisatta tam istihdam denen seviyeyedoğru yaklaşmamız pek mümkün değil. Kanıksanmış faktörler dışında artık insanların çalışma hayatına ve işgücünekatılımını etkileyen birçok farklı etkenler bulunuyor.  Çalışma koşullarının iyileşmesi ve daha cazip hale getirilmesi, çalışanlara gelişimve kariyer fırsatları sunmak, performans ve başarıyı ödüllendirmek, çalışanın iş-yaşam dengesini kurabilmesi gibi birçok faktör işgücüne katılımı etkiliyor.”

ÇAĞI YAKALAYALIM

İş dünyasının temsilcilerinin konuya dikkatini çeken Bakan Işıkhan şöyle devam etti: “Dünyada tüm alanlar gibi işgücü piyasası da dönüşüm içinde. Bu dönüşümü kamu olarak bizler, özel sektör olarak sizler; iyi kavrayıp çağı yakalamamız gerekiyor. Bu noktada, İstanbul Ticaret Odası gibi kuruluşlarımızın katkıları ve işbirliği büyük önem taşıyor. Bu dönüşümü hep birlikte anlayıp desteklememiz, ülkemizin istihdam kapasitesini daha da artıracak ve iş dünyamızın küresel rekabetteki gücünü pekiştirecektir.”

ENTEGRASYON VE UYUM

Bakan Işıkhan konuşmasının devamında da şunları söyledi: “Bunun yanı sıra teknoloji, dijitalleşme, yeşil ekonomi, sürdürülebilirlik gibi kavramlar artık iş hayatının ve üretim süreçlerinin ayrılmaz birer parçası haline geldi. Sanayimizin, ticaretimizin ve ekonomimizin dijitalleşme süreçlerine daha etkin şekilde entegre olabilmesi için kapsamlı stratejiler geliştirmeliyiz. Ayrıca, yeşil ekonomiye geçiş, enerji verimliliği ve çevre dostu politikalar da önümüzdeki yıllarda hem ülkemizin hem de küresel ekonominin şekillendirici unsurları olacak. Bu bağlamda özel sektörün desteği ve uyumu, ülkemizin bu yeni ekonomik modellere hızlı bir şekilde ayak uydurmasında büyük rol oynayacaktır.

Tüm bu hedefler doğrultusunda, devlet olarak her zaman sizlerin yanındayız. Kamunun sunduğu teşvikler, yatırımları destekleyici politikalar ve istihdam odaklı düzenlemeler, iş dünyamızın büyümesine ve güçlenmesine katkı sağlayacaktır.”

“Güçlü bir ekonomi, güçlü bir iş dünyası ile mümkündür” diyen Bakan Işıkhan, “Bu nedenle kamu-özel sektör iş birliğini daha da güçlendirmek ve birlikte dahabüyük başarılara imza atmak için kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

İTO Başkanı Şekib Avdagiç: “Kamunun fiyat artışları ana trendle uyumlu olmalı”

İTO Başkanı Avdagiç, “Aylık ortalama enflasyonu kısa vade için yüzde 1-1.5 aralığında tutmamız gereken dönemdeyiz. Önümüzdeki dönemin kısa ve orta vadeli hedefleri göz önüne alındığında, özel sektörün yanı sıra kamu iradesiyle belirlenen fiyat artışlarının da trendle uyumlu olması gerekiyor” dedi.

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, “Aylık ortalama enflasyonu artık kısa vade için yüzde 1-1,5 aralığında tutmamız gereken bir döneme giriyoruz. Önümüzdeki dönemin kısa ve orta vadeli hedefleri göz önüne alındığında, özel sektörün yanı sıra kamu iradesiyle belirlenen fiyat artışlarının da ana trendle uyumlu olması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın katıldığı Oda’nın eylül ayı meclis toplantısında konuşan Avdagiç, dezenflasyon sürecinde kritik bir döneme girildiğini belirterek, enflasyonda hissedilir bir yavaşlama gerçekleştiğini söyledi.
 
Önemli noktanın aylık enflasyonun ana trendinde görülen yavaşlama olduğuna dikkati çeken Avdagiç, “Yeni süreçte, kamu iradesiyle belirlenen fiyatların, bundan sonraki süreçte enflasyonun ana seyri üzerinde daha da belirleyici olacağı kanaatindeyiz. Zira, bundan sonraki aylarda yıllık enflasyonda 8-9 puanlık düşüşler değil, daha düşük oranlı inişler göreceğiz” yorumunu yaptı. 

Aylık ortalama enflasyonun kısa vade için yüzde 1-1,5 aralığında tutulması gereken bir döneme girildiğine işaret eden Avdagiç, “Bu yüzden de önümüzdeki dönemin kısa ve orta vadeli hedefleri göz önüne alındığında, özel sektörün yanı sıra kamu iradesiyle belirlenen fiyat artışlarının da ana trendle uyumlu olması gerekiyor. Beklenti ve talebimiz, dezenflasyon sürecinde karşı karşıya kaldığımız zorlukların, enflasyonla mücadelede elde edeceğimiz başarıya değmesidir” diye konuştu.

KUR MAKASINDAN KAYNAKLI SIKINTILARIN DEVAM EDECEĞİNİ GÖRÜYORUZ
Şekib Avdagiç, önceki hafta açıklanan Orta Vadeli Program’daki (OVP) hedeflerin yakalanmasının önemli ayaklarından birinin kur politikasının gerçekçi olması olduğunu vurguladı.
 
2025 sonrası kur ve enflasyon arasında bir korelasyon öngörülmüş olmakla beraber 2024 için öngörülen kurun, ihracatçıyı ve ihracata çalışan sektörleri ciddi şekilde zorlamaya devam edeceğini ifade eden Avdagiç, “Bir başka ifadeyle kur aleyhine açılan makastan kaynaklı sıkıntıların bu yılın genelinde, 2025-2026 ve 2027’de de devam edeceğini görüyoruz. Aynı zamanda ithalat talebinde artışa yol açabilecek. Bu da cari denge üzerinde ilave risk oluşturabilecek. Buna azami derecede dikkat göstermek zorundayız. İhracata dayalı büyüme trendinin sağlıklı şekilde devam etmesi için en ivedi beklentimiz, kur ve enflasyon arasında zayıflayan korelasyonun sağlanmasıdır” değerlendirmesini yaptı.
 
Ekonomide hedeflenen dengelenmede, reel sektörün ve KOBİ’lerin sağlığının da aynı hassasiyetle korunması gerektiğine inandıklarını ifade eden İTO Başkanı Şekib Avdagiç, “Şunun altını bir kez daha çiziyoruz. Enflasyonla mücadele sürecinde üretim yapısının korunması ve güçlendirilmesi ihmal edilmemeli. Yaşadığımız yüksek enflasyonun aynı zamanda arz açığı kaynaklı olduğunu kabul ederek, üretim açığının ne pahasına olursa olsun daha fazla artmasına müsaade edemeyiz. Dünya piyasalarıyla entegre olmuş Türkiye ekonomisinin üretim kaybına tahammül lüksü yok. Üretimin, aynı zamanda ihracat ve döviz geliri olduğu gerçeği, sıkı para politikasında da hassas bir terazi ihtiyacını gerektiriyor” diye konuştu.

MAKİNA VE TEÇHİZAT YATIRIMLARI DİKKATLE TAKİP EDİLMELİ Türkiye ekonomisinin bu yılın ikinci çeyreğinde 2023 yılının aynı dönemine göre yüzde 2,5 büyüdüğünü hatırlatan Avdagiç, şöyle devam etti: “Büyüme verisinde dikkat çeken noktalardan biri, dezenflasyon programının hedeflediği üzere tüketimin sert şekilde daralmış olması. Sanayide ve yatırım harcamalarındaki daralma, bizim için üzerinde durulması gereken göstergelerdir. Deyim yerindeyse uyarıcı niteliktedir. Bu yılın ilk çeyreğinde güçlü bir görünüm sergileyen yatırım harcamaları, ikinci çeyrekte makina ve teçhizat yatırımlarındaki yüzde 5,6 daralmanın etkisiyle, büyümeye 0,1 puan gibi oldukça düşük bir katkı verdi. Dolayısıyla yatırımlarda ivme kaybı ve özellikle makine ve teçhizat yatırımları dikkatle takip edilmeli. Türkiye hiçbir şartta büyüme dinamiklerinden feragat etmemeli.”

BATIDA FAİZLERİN AŞAĞI YÖNLÜ EĞİLİMİNDEN DOĞACAK FIRSATLARI DEĞERLENDİRMELİYİZ Şekib Avdagiç, Türkiye ekonomisinin ikinci çeyrek itibariyle 1,2 trilyon dolarlık bir büyüklüğe ulaşmasının önemli olduğunu, ikinci çeyrekte net ihracatın büyümeye 1,3 puanla pozitif katkı vermesini olumlu bulduklarını kaydetti. Avdagiç, yine işgücü ödemelerinin gayrisafi katma değer içindeki payının artmasının da gelir dağılımındaki iyileşme adına önemli olduğunu söyledi.

Konuşmasında küresel ekonomideki gelişmelerin Türkiye’ye etkilerine de değinen İTO Başkanı Avdagiç, dünyada enflasyonda düşüş eğiliminin sürdüğünü ve Batı ekonomilerinde faiz oranlarının aşağı yönlü bir eğilim izlediğini ifade etti.

Avdagiç, “Bizim açımızdan bu gelişmelerin şöyle iyi bir yanı var. Hem dünyada faiz oranlarının aşağı çekilmesinin, hem de Türkiye’nin ana ihracat pazarlarında ekonomik aktivitenin iyileşmesinin; ‘uygun maliyetli dış kaynak girişinde’ ve ‘ihracatımız üzerinde’ olumlu etki yapmasını bekliyoruz. Buradan doğacak fırsat alanlarını kalıcı olarak değerlendirmeli ve kazanç hanesine yazmalıyız” dedi.

İŞ DÜNYASININ 12 TALEBİ İTO Başkanı Şekib Avdagiç, Meclis Toplantısı’nda birçok sektör temsilcisinden gelen talep ve beklentileri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’a aktardı. Avdagiç, kıdem tazminatı, işsizlik sigortası, gelir vergisi dilimleri ve SGK üst limitinin güncellenmesi başta olmak üzere 12 talebi dile getirdi.

İSTANBUL Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ı İTO’nun 800 bin üyesi adına Oda’da konuk ettiklerini belirtti. Avdagiç, “Bu, şu anlama geliyor. İTO olarak Türk çalışma hayatının odağında olan bir meslek örgütüyüz. En büyük işveren temsilcisi biziz. En çok çalışan sayısı, bizim üye firmalarımızda bulunuyor. Dolayısıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımızla çok sıkı çalışıyor, sürekli iletişim içinde bulunuyoruz” dedi.

İTO Başkanı Şekib Avdagiç, konuşmasında iş dünyasının Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan beklentilerini açıkladı. Avdagiç, 12 talebi şöyle sıraladı:

1. İş Kanunu’nun ‘ekonomi dostu’ olacak şekilde güncellenmesi, iş dünyasının temel önceliklerinden biri. Ülkemizde kıdem tazminatı, işsizlik sigortası, işe iade tazminatı, sendikal tazminat gibi iş hayatına ilişkin pek çok katı düzenleme, işverenin ilave istihdama yönelmesini zorlaştırıyor. İşveren ve işçiyi hukuki olarak karşı karşıya getiren düzenlemelerin gözden geçirilmesi fayda getirecektir.

2. Hali hazırda kısa çalışma ödeneği başvuruları kabul edilmiyor. Ekonomik şartlardan dolayı istihdamını korumakta zorlanan firmalar için kısa çalışma ödeneğinin yeniden uygulamaya alınması yararlı olacaktır.

3. Gelir vergisi dilimleri ve SGK üst limiti gözden geçirilmeli. Gelir vergisi ve SGK priminden muaf tutulan yemek bedeli istisnasının, güncel koşullara göre revize edilmesi ve günlük asgari ücretin yüzde 50’sinin altına düşmemesi yarar getirecektir.

4. İş mahkemelerinde açılan alacak ve tazminat davalarına ilişkin zamanaşımı sürelerinin 1 yıl ile sınırlandırılması önem taşıyor.

5. İşverenden kaynaklanmayan herhangi bir sebeple sigortalının işten ayrılması gibi istisnai hallerde, sağlanan istihdam teşvik ve desteklerinin geri alınmaması iş dünyasının beklentileri arasında.

6. Olağan iş akışının bozulmaması için sosyal güvenlik denetimlerinin istisnai durumlar dışında randevulu yapılması yararlı olacaktır.

7. Yabancıların istihdamında, çalışma ve izinlerinde ‘bir yabancı için 5 Türk işçi istihdamı’ gibi kriterlerin kolaylaştırılması, iş dünyasının önemli beklentileri arasında.

8. Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışan sigortalıların, diğer sigortalılara kıyasla yaşlılık aylığına hak kazanmak için gereken prim ödeme gün sayısındaki farklılıkların giderilmesi bekleniyor.

9. 2025 yılı ile birlikte emekli aylıklarında yüzde 34’e varan bir kayba sebebiyet vereceği öngörülen aylık bağlanma sisteminin söz konusu mağduriyeti giderecek şekilde revize edilmesi, istihdam piyasasında oluşabilecek ani dengesizliklerin önüne geçecektir.

10. Haftada bir gün okulda eğitim, dört gün iş yerlerinde çalışmaya imkân veren Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) sistemine ağırlık verilmeli.

11. İşbaşı Eğitim Programı’nda ödenen cep harçlığı tutarının daha yüksek düzeylerde belirlenmesi teşvik edici bir rol üstlenebilir.

12. Bağımsız (freelance) çalışanların kayıtlı çalışmasının sağlanması ve sosyal güvenlik haklarından yararlanma olanaklarının kolaylaştırılması önem arz ediyor.

İTO Meclis Başkanı Dr. Erhan Erken: “Çocukları geleceğin rekabet şartlarına hazırlamalıyız”

İTO Meclis Başkanı Dr. Erhan Erken, Oda’nın eylül ayı Meclis Toplantısı’nın açılışında yaptığı konuşmada, çocukların eğitiminin önemine dikkat çekti. “Çocuklarımız bizim gözbebeğimiz” diyen Dr. Erken, “Onları özellikle geleceğin dünyasına hazırlamak hepimizin görevidir. Çünkü gelecek, kıran kırana bir rekabete sahne olacak” dedi.

Dr. Erken,“Türkiye’de anaokulu, ilköğretim ve ortaöğretimdeki öğrenci sayımız 20 milyon civarında. İlgilenmemiz gereken ve bizim de bir şekilde sorumluluk sahibi olduğumuz bu kadar büyük bir kitle var. Bu noktada Hazreti Ali’nin söylediği ifade edilen ‘Çocuklarınızı kendi zamanınıza göre değil, onların yaşayacakları zamana göre yetiştirin’ sözünü nakletmek isterim” diye konuştu.

Rekabetin yeni araçlarlayeni teknolojilerle ve daha hassas bilgilerle icra edileceğini belirten Dr. Erken, şöyle devam etti: “Biz, çocuklarımızı özellikle eğitim kurumlarımızda ve hayatın içinde bilgi, beceri ve yetkinliklerle donatmaya çalışırken, onların manevi ve ahlaki açıdan da yetişmesine önem vermeliyiz. Tabii bu alanda bizim büyükler olarak dürüst, ahlaklı hem Yaratıcının hem de diğer insanların haklarını gözeten bir yaklaşımda olmamız gerekiyor ki, çocuklarımız için de iyi örnekler olabilelim.”

BÜYÜK TÜRKİYE İÇİN

Dr. Erken, konuyla ilgili olarak Fatih’teki Millet Kütüphanesi’nin kurucusu, merhum Ali Emiri’nin şu sözünü de paylaştı: “Bir insanda asıl olması gerekenler; vatanına bağlılık, insanlara güzel hizmet etmek, adab-ı muaşerete yani terbiye ve görgü kurallarına uymak, maddi manevi, kişisel ve vicdani bütün üstün değerlere ve özelliklere sahip olmaktır. Böylelerini bulup durumlarına uygun iş ve görevlerde vazifelendirmek ise daha önemli bir büyüklüktür.”

Ali Emiri’nin özetle çerçevesini çizmeye çalıştığı insan tipine ulaşmanın, eğitim sisteminin önemli bir hedefi olması gerektiğini vurgulayan Dr. Erken, “İşte o zaman bu tarz yetişecek yeni nesiller sayesinde ‘Büyük Türkiye’ hedefi hayata geçebilir, ekonomik ve sosyal hayatımız daha sağlam temellere oturabilir” dedi. 

İSTANBUL TİCARET ODASI MECLİS ÜYELERİ KOMİTELERİ İLE İLGİLİ GÖRÜŞ VE ÖNERİLERİNİ DİLE GETİRDİ

İstanbul Ticaret Odasında her ay gerçekleşen Meclis Toplantısı İstanbul Ticaret Odası Meclis Başkanı Dr. Erhan Erken Başkanlığında gündem maddeleri görüşüldükten sonra söz almak isteyen meclis üyeleri komiteleri ile ilgili görüş ve önerilerini kura çekilerek belirlenen sıra ile kürsüden dile getirdiler.

ALÜMİNYUM VE BAKIR HURDA İTHALATINDA SORUN ÇÖZÜLMELİ

Ali BAKANER – Demir Dışı Metaller Meslek Komitesi: Alüminyum ve bakır hurda ithalatının gümrükte zorlaştırılması sebebiyle sektörümüz sorun yaşıyor. Bu hurdaları katma değerli mamulve yarı mamul üretmek için ithal ediyoruz. Ayrıca Yeşil Mutabakat hurda kullanımından faydalanmayı gerektiriyor. Karbon salımının azaltılması açısından da önem taşıyor. Alüminyum ve bakır hammadde de ithalata yüzde 80 bağımlıyız. Avrupa’da Almanya’dan sonra en çok alüminyum kullanan ülkeyiz. Yılda 2 milyon ton kullanıyoruz. Yurtdışından alüminyum ve bakır hurda ithal ediyoruz; çünkü katma değerli ihracat yapıyoruz. Zorlaştırıldığı zaman yabancılar pazara giriyorlar. Gümrükteki zorluklar sebebiyle ihracat da etkileniyor. Mesela alüminyum jantta ağır koşullar var, artık getirmemeye başladık. İthalat yapamayınca işleyip ihraç da edemiyoruz. Alüminyum ve bakır hurda ithalatındaki sorun çözülmeli. İkinci konu, konkordatoların artması. Ekonomik sıkıntılar dünyada ve ülkemizde devam ediyor. Ancak bazı firmalar konkordatoyufırsat bilip borçlarını ödememek için kullanıyor. Bu konuyla ilgili usulsüzlük iddiaları da var. Konkordato, kamu ve finans kurumlarını kapsasın. Reel sektörkonkordato dışında bırakılsın.

FUTBOLDA ALTYAPILARIMIZI DAHA ÇOK DESTEKLEMELİYİZ

Murat ÖZKAYA – Taşıt Kiralama ve İlgili Hizmetler Meslek Komitesi: Otomotiv sektöründeyim fakat aynı zamanda bir spor kulübünün sahibiyim. Futbol endüstrisi, herkesin peşinden koştuğu ve kalbini verdiği bir sektör. Bu sektör öyle bir sektör ki, etrafınızda hep yüzlerce insan olur. Sürekli para harcayıp insanları mutlu etmek istersiniz. Sonuçtakulübünüzle küme düşmemek veya şampiyon olmak için mücadele edersiniz. Taa ki, arkanızdaki ekonomi sizi terk edene kadar. Arkanızdaki o ekonomi sizi terk ettiğinde başkanlığınızın bir hükmü kalmaz. Türk futboluna naçizane teklifim, altyapılarımızı daha çok desteklemeli ve daha nominal halegetirip halkın karşısına çıkmalıyız. Bu endüstride hepimiz çok dikkat etmeliyiz. Neden kulüp başkanı oldum? Çünkü Eyüp’te oturuyorum. Eyüp’te sokaktaki çocukların durumunu gördüğüm için Eyüpspor Başkanı olmaya karar verdim. Otomotiv sektöründe, çalınan arabalara emniyeti suistimal diye bir sistem bulunmuş ve bu sorunun içinden çıkamıyoruz. Sektörümüz bu soruna çözüm talep ediyor.

TÜRKİYE’NİN BORU HATLARI HİDROJEN İÇİN DE AVANTAJ

Bülent ŞEN – Enerji Meslek Komitesi: Küresel enerji yatırımlarında temiz enerjiye giden yatırım fosil yakıtların nerdeyse iki katına ulaşmış durumda. 3 trilyon doların üstünde olduğu ifade ediliyor. Fosil yatırımlar neden geride kalıyor? Birinci sebebi, fosil yakıtlara yatırımların finansa erişememesi. Dünyada herkes kendi ekonomisini ayakta tutmak zorunda. Enerjide kaynağı neyse onu kullanıyor. Türkiye’nin bir avantajı da doğu-batı arasında doğalgaz boru hatları var. Bu durum hidrojen için de bir avantaj. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Alparslan Bayraktar, Türkiye’ningaz ve elektrik faturalarının yüzde 60’ını sübvanse ettiğini açıkladı. Enerji, hayatın merkezinde durmaya devam edecek.

EKONOMİDE TEMEL MESELE GÜVEN

Bayram BİLGİN – İşletme Destek Hizmetleri Meslek Komitesi: Günümüzde döviz kuru ve faiz en çok konuşulan konu. Enflasyon ile döviz kuru makası da toplumda soruluyor. Enflasyon, dünyanın en büyük sorunları arasında. Dünyada değer olarak ne varsa eritiyor. Tüm ülkeler tehlike olarak görmüş. Şu anda ülkemizde enflasyonu düşürmek için para ve maliye politikaları uygulanıyor. Bu süreç devam ettirilecek, başka çaresi yok. Burada güven konusu çok önemli. Konkordatonun artması, büyük bir güven bunalımı. Ekonominin yöneticilerigüven için bunun da mutlaka üstüne gitmeli. Herkesin sisteme güvenmesi gerekiyor. Temel mesele güven. Bürokrasi gerçeği de var. Siyasi bir karar alınıyor, uygulama bürokraside. Uygulanan politikada güvene zarar verecek en ufak bir olaya da müdahale edilmeli. Güveni sağlayabilirsek bizim önümüzde kimse duramaz.

YÖNETMELİK DEĞİŞİKLİĞİ BEKLENTİLERİ KARŞILADI

Hayrettin ERTEMEL – Motorlu Taşıt Satış ve Servisi Meslek Komitesi: Ülkemizde yüksek faiz ve krediye erişimin zorlaşmasından en çok etkilenen sektörlerden biri de otomotiv. İkinci elde ciddi bir durağan dönem yaşıyoruz. Pandemi döneminde yaşanan haksız uygulamalar, birtakım düzenlemelerin yapılması gereğini de beraberinde getirdi. Sektörümüzde yeni bir yönetmeliğe ihtiyaç vardı. Talebimizi Ticaret Bakanlığı’na ilettik. Pek çok yeniliklerle birlikteikinci el araç satışı ile ilgili yönetmelik değişikliği, 27 Ağustos’ta Resmi Gazete’de yayımlandı. Eski yönetmelik sadece ikinci el araç satıcılarına uygulanıyordu. En önemli kazanım, değişikliğin ardından distribütör, bayi, ilan platformları gibi tüm paydaşların yönetmelikte yer alması oldu.Üçüncü kişilere araç satışını yetki belgesi olanlar yapabilecek. Online fiyat veren ilan sitelerine ilk ve son teklif arasındaki makas fiyatı da belirlendi. Yeni yönetmelikte bu makas yüzde 5’e kadar indirildi. Güvenli ödeme sistemi de artık hayatımıza girdi. Yetki belgesi temininde ruhsat şartının kaldırılması da önemli bir sorunu çözdü. Yeni yönetmelik, hâlihazırda faaliyette olan işletmeleri rahatlattı ve beklentileri karşıladı. Yeni yönetmeliğin tüm paydaşları kapsamasını sektörümüz için olumlu buluyoruz.

KENT KONSEYLERİNE KATILMAYI ÖNERİYORUM

Barış AVŞAR – Restorasyon ve İzolasyon Meslek Komitesi: İTO’nun800 bin üyesiyle Orta Vadeli Program’a nasıl destek verebiliriz, konuşmalıyız. Kendi üyelerimizden başlayarak destek vermeliyiz. İlçelerde kent konseyleri var. Bizim de dâhil olmamız için davet var. Kent konseylerine İTO’nun da katılmasını öneriyorum. Ekonomide bu şartlarda nasıl ticaret yapacağız? En çok susan işadamları. Bunu ilginç buluyorum. Tarımı konuşuyoruz. Tarımın da maliyetleri dolarla ve faizle…

KADININ GELİŞMESİ LAZIM

Saadet Gülümser YILDIRIM – İplik ve Elyaf Ürünleri Meslek Komitesi: İstanbul Kadın Kültür Vakfı’nı kurdum. İstanbul Kadın Müzesi’ni ise 2011 yılında kurduk. Cumhuriyetimizin 101. yılı olan bu sene bir aktivite hazırladık.202 kadın sanatçı biyografisi sergisi, İstanbul Kültür Yolu Festivali dolayısıyla28 Eylül-6 Ekim tarihlerinde Beyoğlu’nda Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nde olacak. Açılışa Kültür ve Turizm Bakanımız da katılacak. Tüm meclis üyesi arkadaşlarımızı açılışa davet ediyoruz. Kadına şiddet olaylarını üzüntüyle izliyoruz. Kadının gelişmesi lazım, bütün toplumumuzun aydınlanması için tüm arkadaşlarımıza bu konularda el ele çalışma sorumluluğu düşüyor. Tabii ki para kazanacağız, ülkemizi geliştireceğiz fakat en önemlisi toplumun aydınlatılması. Çocuklarımızı, kızlarımızı, kadınlarımızı koruyalım.

İHRACATA YÖNELİK ÜRETİM TEŞVİK EDİLMELİ

Adem Ramazan KIRCA – Restorasyon ve İzolasyon Meslek Komitesi: Enflasyon muhasebesi ve çıkarılan kanunlar, küçük ve orta ölçekli işletmeleri sıkıntıya düşürüyor. Mesela işletmelerdeki makinalar yoğun kullanımdan sonra hurda seviyesindedir. Hal böyleyken üretim mallarının durduğu yerde vergiye tabi tutulması işletmelereekstra yük getiriyor. Firmaların emtiaya ihtiyacı var ve ayrıca stoklu çalışıyorlar. Bundan dolayı da vergi yükü geliyor. İhracata yönelik üretim teşvik edilmeli. İTO Yönetim Kurulu’ndan ricamız, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nda bu konuları daha çok gündeme getirmeleri.

ENFLASYONDAN VERGİ ALINMAZ

Noman SAĞ – Mali Müşavirlik Meslek Komitesi: Enflasyon düzenlemesinden 70 milyar lira gelir bekleniyordu. Dünyanın hiçbir yerinde enflasyondan vergi alınmaz. Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınır. Ağustos meclis konuşmalarında da meclis üyesi arkadaşlarımız konuyu gündeme getirdi. Kendilerine de teşekkür ediyoruz. İTO Başkanımızın basının tamamına ulaşarak konuyu gündeme getirmesi çok önemliydi. Enflasyon düzenlemesinde ciroda50 milyon liranın üstünde veya altında diye bir sınırlama yapılmasının önemi yok. Bilançoları yine bozacak. Tebliğ iptal ettirilebilir veya ihtiyari hale getirilebilir.

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP
    300x250
    300x250r