Türkiye İş Ahlakı Zirvesi (TİAZ/2022), İGİAD (Türkiye İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği) tarafından “Yeşil Ekonomi ve Çevre Ahlakı” temasıyla 5 Kasım 2022 tarihinde Grand Cevahir otelde gerçekleştirildi. Eş zamanlı olarak dijital ortamlarda da takip edilen yedinci Türkiye İş Ahlakı Zirvesi, zirvenin teması bağlamında sürdürülebilirliğin önem arz ettiği günümüzde yeşil ekonomi ve çevre ahlakı konularında alanında uzman akademisyen ve iş dünyası temsilcilerinin katkıları ile yoğun katılıma sahne oldu.
İGİAD 7. İş Ahlakı Zirvesi’nde ele alınan konular bağlamında aşağıdaki hususların önemle vurgulanması gerektiği düşünülmektedir:
Ekonomik faaliyetleri gerçekleştiren insan davranışları ve şirket uygulamalarının;
- Üretir ve tüketirken kaynakların verimli kullanımına dikkat edilmediği
- Daha fazla kazanma hırsı ve rekabet adına ortak kaynakların hor kullanılabildiği, çevrenin
tahrip edilebildiği ve insan sağlığının göz ardı edilebildiği - Yaygınlaşan bu tür bakış açısı ve çabaları sonucunda biriken problemlerin ortaya çıkardığı
iklim değişikliği ve çevre tahribatının artık yok sayılamadığı bir noktaya gelindiği - Özetle insanın elleriyle işledikleri ve sorumluluklarını yerine getirmemesi sebebiyle havanın
kirlendiği, suların kirlenip azaldığı, sıcaklıkların arttığı, yer yüzünün çölleşmeye yüz tuttuğu bir
dünyayı gelecek nesillere miras bırakma durumuna gelindiği gözlenmektedir.
Bu gelişmeler karşısında kamuoyunda artan duyarlılıklar yanında düzenleme ve denetleme
mekanizmalarının daha fazla devreye girmesiyle birlikte;
- Sürdürülebilirlik, çevrenin korunması gibi yaklaşımlar yanında yeşil ekonomi ve çevre
ahlakının daha fazla gündemimizde yer aldığını biliyoruz. - Bir yanda duyarsızlıkları sonucu çevreyi tahrip eden insan yine artan duyarlılıklarla birlikte
sorumluluklarını da hatırlamaktadır. - Ahlaki değerler ve erdemli davranışın gereğini hatırlamak durumunda kalan bizler, yeşil
ekonomi uygulamalarını daha fazla gündemimize almak durumunda kalıyor ve ahlaki değerler
ile iş ahlakının bir gereği olarak da çevre ahlakına ilişkin bakış açımızı gözden geçirme ihtiyacı
hissediyoruz. - Zirvede gündeme getirilen konuşmalar ile olumlu ve olumsuz uygulama örnekleri ile konunun
iş dünyası için anlamlı ve önemli bir hatırlatma olduğunu değerlendiriyoruz.
Zorluklar ve Yeni Risk Alanları
- Makro ölçekte konunun gündeme getiriliş şekli itibariyle ekonomik refah düzeyi yüksek
ülkelerin gelişmekte olan ve az gelişmiş ekonomilerden benzer sorumluluk ve katkı
beklentisinin adil bir beklenti olmadığı değerlendirilmektedir. - Çevrenin kirletilmesi ve insanlığın ortak kaynaklarının hor kullanılmasına olumsuz etkileri
hayli fazla olan gelişmiş ülkelerin daha fazla sorumluluk alması gerektiğini düşünüyoruz. - Ancak bu noktada gelişmiş ülke ve küresel işletmelerin paylarına düşen sorumlulukları
yeterince benimsemedikleri ve kabul etmediklerinin de farkındayız. - Tüm bu değerlendirme ve farkındalıklarımıza rağmen, sürdürülebilirlik, yeşil ekonomi ve
çevre ahlakı bakımından insan ve Müslüman bir birey olarak sorumluluklarımızın da farkında
olmalıyız ve ortaya konulan olumlu gelişmelerin yine insanlığın ortak faydasına olabilecek
konularda katkı vermemiz gerektiğini de kabul ediyoruz. - Yeni iş modellerinin de etkisiyle ve yakın geçmişte içinden geçtiğimiz salgın sürecinin bir
sonucu olarak da artan eşitsizliklerin de farkındayız. - Artan eşitsizliklerle birlikte yeşil ekonomi ve çevre ahlakına uygun eylem ve uygulamaların
ilave maliyetler getireceğini de biliyoruz.
Tüm zorluklara rağmen sorumluluklarımız olarak;
- Öncelikle işlerimiz ile işletmelerimizde ve tüketirken çevre ahlakına uygun kaynakları doğru
ve yerinde kullanma, tasarruf etme ve kirletmeme şiarına uygun tutum ve davranışların
geliştirilmesine ihtiyacımız olduğunun farkındayız. - Öncelikle kendi işlerimiz ve işyerlerimizde bilahare tedarikçilerimiz ve bayilerimizle olan
ilişkilerde sürdürülebilirlik, yeşil ekonomi ve çevre ahlakına ilişkin hassasiyetin artırılması
ihtiyacını ifade ediyoruz. - Son dönemde konuya ilişkin düzenleme ve politikaların insanlığın ortak faydasına olabileceği
kanaatiyle çevre ve insan sağlığını koruyacak düzenleme ve politikalara uygun davranmanın,
yeni tecrübeler doğrultusunda bu hususlara ilişkin ortaya çıkacak gelişmeleri de gözetmenin
iş ahlakına uygun bir tutum ve davranış olacağını değerlendiriyoruz.