DOLAR 34,8808 0.04%
EURO 36,7704 0.38%
ALTIN 3.044,96-0,02
BITCOIN %
İstanbul

HAFİF YAĞMUR

13:03

ÖĞLE'YE KALAN SÜRE

vakıfkatılım
vakıfkatılım
reklam
803 okunma

ÖLMEYEN ÜÇ BÜYÜK PUT!

ABONE OL
07/11/2022 23:58
0

BEĞENDİM

ABONE OL
vakıfkatılım
vakıfkatılım

Yazının hemen başından söyleyelim; bu ölmeyen üç büyük put, insanlıkta hiç bir zaman ölmedi…

kadimosgb

Bugün bunların yerini otorite, güç ve para aldı.

Mekkeli müşriklerin taptıkları, cahiliye dönemindeki putların isimleri;

1- LAT: Lat putu baş put idi ve müşrikler tarafından kendisinden bereket umulurdu.

2- MENAT: Dişi olduğu ve hubelin karısı olduğu düşünülüyor, kader ile ilgili işlerinde müşrikler bundan medet umarlardı.

3- UZZA: Küçük ilah denilirdi. Yıldızlar ve gökyüzü işlerinden sorumlu tutulan put idi.

Peki, Kuran’da bu üç putun ismi neden veriliyor?

İzah edelim.

Kuran’da Araplara ait üç putun “ismi” özellikle veriliyor…

Acaba neden?

Nüzul sırasına göre putların ismi ilk olarak Necm Sûresi’nde geçiyor. Yani 6 yıl boyunca putların ismi hiç geçmiyor. İlk olarak Necm Sûresi’nde üç putun ismi verilerek şöyle deniliyor;

“Lât ve Uzza’yı ve diğer üçüncüsü Menat’ı gördünüz mü?” (Necm Sûresi; 53/19-20)

Sonra bunların aslında ne olduğuna geçiliyor. “Onlar” deniyor, gerçekte “Sizin ve atalarınız taktığı bir takım isimlerden başka bir şey değildir.” (Necm Sûresi; 53/23)

Yine “Onlar” deniyor “Zanna ve nefislerinin arzularına tabi oluyorlar” (Necm Sûresi; 53/23)

Kendi taktıkları bir takım isimler (esmâen semmeytumûhâ)…

Zan ve nefislerinin arzuları (tehve’l-enfüs) …

Demek ki “put” denilen şeyin insanın iç dünyasındaki kökü heva ve heves ve bunlar bir takım “isimlerden” başka bir şey değil. İnsanlar o “isimlere” anlam yüklüyor ve perestij ederek yüceltiyorlar.

O “isimlere” dokundurtmuyorlar ve etraflarında atomu parçalamaktan da zor önyargılar oluşturuyorlar. Putları kırmak aslında bu “isimleri” alaşağı etmek ve etraflarında oluşturulan önyargıları kırmak demek oluyor.

Peki, madem putlar bir takım isimlerdir, taştan tahtadan yapılmış tasvirleri de nefislerin hevesinin dışa vurmuş sembolleridir, dahası Lât, Uzza ve Menat’ın tahtadan taştan yapılmış tasvir ve heykellerinin şu an yerinde yeller esmektedir.  O halde bu “isimlerin” hâlâ Kur’an’da yer alıyor olmasının ve bizzat “isimlerin” anılmasının sebebi ne olabilir?

Bu putlar öyle bir şey olmalı ki hâlâ yaşıyor, nefislerin hevesinden kaynaklanıyor ve “isimlerinin” hâlâ bir anlam ifade ediyor olması ve tapınç nesnesi haline getirilmiş olması lazım.

Hem de ne anlam ifade ediyor!

Hem de ne tapınç!

Bakın nasıl…

“Lât” kelimesi etimolojik olarak “ilah” kelimesinin bozulmuş hali ve mutlak otoriteyi ifade ediyor; El/Elot/Elat/Lat/Elohim/Allot//İlah…

Eski çağlarda Aramice/İbranice’ye kadar uzanan Arapça’nın kök dillerinde kişiyi “içeriden yöneten şey”, “mutlak itaat /otorite” kaynağı anlamında yukarıdaki kelimeler kullanılmaktaydı.

Demek ki Lât “isminin” bugünkü karşılığı “otorite” dediğimiz şeydir.

“Uzza” kelimesi bunu tamamlıyor. Kur’an’da kullanılan “Aziz” isminin daha değişik söylenişi. “Güç” “kuvvet” anlamına geliyor: Aziz/Mu’ız/Muaz/Izzet/Muazzez…

Demek ki Uzza isminin bugünkü karşılığı da “güç, kuvvet” dediğimiz şeydir.

Üçüncüleri olan diğer “Menat” ise yine çok tanıdık

Menna /Mamon /Money /Many / Menat/Manat…

O bildiğiniz “para” demek yani.

Çarlık Rusyası’nın para birimi: “Manat”

Bugünkü Azarbaycan’ın, Türkmenistan’ın hala para birimi; “Manat”

Lât: Otorite…

Uzza: Güç…

Menat: Para…

Şimdi ayeti yaşayan yorumu ile yeniden okuyalım:

“Otorite, güç ve üçüncüleri diğer para… Bunlar sizin ve Atalarınızın taktığı bir takım isimlerden başka bir şey değildir… Onlar gerçekte zanna ve nefislerinin isteklerine/arzularına tabi oluyorlar…”

Nefislerinin istek ve arzuları otorite, güç ve para arzuluyor. Bunlara ulaşmak için, üçüne de perestij ediyorlar ve gözleri başka bir şey görmüyor, put gibi tapınç nesnesi haline getiriyorlar…

Tefsir kaynaklarında burada geçen isimlerin, Âdem’in çocuklarına veya Salih kişilere ait isimler olduğu bildirilmektedir. Salih kişilerin ölümünden sonra, önceleri onların anılarını canlı tutmak ve hatıralarına saygı gösterip şefaatlerini dilemek amacıyla heykelleri yapılarak her birine temsil ettiği Salih kişinin ismi verilmiş; fakat zamanla kutsallık yüklenen bu heykellere tanrı gözüyle bakılıp tapılmıştır.

Otoriteyi, gücü ve parayı kendilerinde toplamak/biriktirmek istiyorlar. Bunları elde etmek için girmedikleri kılık, atmadıkları takla kalmıyor. Bunlar için savaşıyor, vuruşuyor, kan döküp fesat çıkarıyorlar…

Otorite: Devlet, saltanat, taht, lider, ecdad, egemenlik, sınır, ulus…

Güç: Silah, petrol, toprak, nüfus, nüfuz…

Para: Sermaye, banka, altın, gümüş, dolar, euro…

Yeryüzünde kan döküp fesat çıkarmak bunlar için olmuyor mu?

Yaşadığımız çağa dikkat ediniz…

Otorite sevdasından emperyalizm doğmuş.

Güç tapıncından faşizm doğmuş.

Para hırsından kapitalizm doğmuş.

İnsanlığın ezelî ve ebedî sorunu bu üçü; Lât (otorite), Uzza (güç/kuvvet) ve Menat (para) başka bir şey değil.

Ne diyor Kur’an bu üçüne karşı?:

Allah’tan başka otorite yoktur. (La ilahe illallah)

Güç ve kuvvet yalnızca Allah’a aittir. (La havle ve la kuvvete illa billah)

Ve üçüncüsü: Mülk Allah’ındır. (Lehu’l-Mülk)

Şimdi anlaşıldı mı bunların “ismi” neden veriliyor Kur’an’da.

Çünkü bunlar insanlıkta ölmeyen “isimler”.

Yok, olup gitmiş taşlar, tahtalar değil.

Bunlar yaşayan putlar: Lât,(Otorite) Uzza,(Güç) Menat,(Para)

İnsanlık bu üç putu kırmadıkça, çöpe atmadıkça yaşatacak. Kan, gözyaşı, zulüm her zaman yaşattığı putların emrinde olacak…

Selam ve dua ile.

Hacı ARICI

kadimosgb
    reklam

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP
    kadimosgb
    reklam
    reklam