Isınmada bireysel anlamda kömür sobalarının şu an için geri dönmesi beklenemez. Ancak kömür; merkezi ısıtmada, termik santrallerde ve sanayide enerji olarak kullanılmaya devam edecek.
Son yıllarda geliştirilen yakma üniteleri sayesinde kömür sıfıra yakın bir emisyonla yakılabiliyor yani korkacak bir şey yok.
Birde küresel ısınma diye bir şey yok! Dünya’da periyotlar var!
Isınan dünya periyodu ve Soğuyan dünya periyodu.
Isınma periyodunda buzullar eriyor, deniz seviyesi yükseliyor, hava sıcaklığı ortalaması da biraz yükseliyor. Bir sonraki soğuma periyodunda buzulların donması çoğalıyor, deniz seviyesi alçalıyor, hava sıcaklığı ortalaması azalıyor.
İşte bu kadar…
Şu anda soğuk periyoda giriyoruz. Son günlerdeki soğuk ve karlı havalar bu tezi kanıtlamıyor mu? Atmosferde de kirlilik yok. Atmosferde ilk çağlardaki karbondioksit gibi zararlı gaz miktarı neyse şu anda da aynı seviyede. Evren devasa büyüklükte ve bu sera gazları devede kulak bile değil. Sera gazlarının da deldiği bir şey yok!
KYOTO PROTOKOLÜ DE KOCAMAN BİR PALAVRA.
Doğalgaz tröstlerinin kazandıkları paranın bir kısmını saçarak dünyaya empoze etmesi olayı bu. Yani uyduruk bir şey. Tek suçlu hiçbir zaman fosil yakıtlar değildir. Doğalgazda masum değildir.
Birde son Rusya, Ukrayna savaşı kömürü tekrar gündeme almıştır. Bilhassa Avrupa ülkeleri şimdiye kadar Rusya’dan yüksek tonajlarda doğalgaz, kömür ve petrol ithal etmekte idi. Rusya’ya uygulanan yaptırımlar ve ambargo Avrupa’nın enerji ihtiyacını sekteye uğratmıştır. Rusya bir nevi İran gibi ambargolu ülke durumuna doğru sürükleniyor. Dolayısıyla da Rusya’dan enerji temin eden ülkeleri kaçınılmaz bir biçimde enerji arayışına sevk etmiştir. Doğalgaz alımı sıkıntıya girince devamında da KÖMÜR bir nevi yeniden umut kapısı olmuştur. Karbon ayak izinin takibi, Yeşil mutabakat, Paris anlaşması vs. de rafa kaldırılma durumu oluşmuştur. Bu günlerde bir yandan Kömür kullanımından dönme işi ileri yıllara öteleniyor. AB ülkeleri diğer taraftan Karbon ayak izinin takibi senaryosunu bir güzel uygulamak istiyor. Avrupalılar sanayi devriminden beri gelişirken kömürü kullandılar, bütün fosil yakıtları kullandılar, nükleeri kullandılar ve sanayide ilerlediler, çok ucuza enerji üretip oldukça zenginleştiler.
Şimdilerde bizim gibi gelişmekte olan ülkelere diyorlar ki biz yeteri kadar dünyayı kirleterek geliştik, zenginleştik ama sizin gelişmenize, refah seviyenizin artmasına müsaade etmeyiz. Karbon ayak izinin takibi adı altında ihraç mallarınız bizim sınır kapımıza geldiğinde para ödeyeceksiniz. Bizler de bu parayı hava kirliliği ile mücadele için üçüncü dünya ülkeleri için kullanacağız diyorlar. Acaba kullanacaklar mı? Burası büyük bir muamma
Bu gerçekler ışığında ülkemiz toprakları içinde var olan, Yüce Allah’ın bize bahşettiği kömürümüz var. Bu nimet enerji ihtiyacımızı karşılar. Hem de uluslararası ticari rekabette sınıfta kalmayız. Ucuz ve sağlıklı enerji ile cari açık sorunumuzu kökünden çözmüş oluruz. Günümüz itibarı ile yeterli petrol ve doğalgazımız yok. Ama Yüce yaratanın bizlere sunduğu kömürümüz var.
Yeni, modern yakma ünitelerini kullanarak kullanmalıyız bu enerjimizi.
Bu konuda anlatacak çok şey var ama…
Şimdilik bu kadar yeter diyorum ve bitiriyorum.
Kalın sağlıcakla.
Güzellikler diliyorum…
Hüseyin Akarçeşme
FUAR-ETKİNLİK-TURİZM
6 gün önceRÖPORTAJ
17 gün önceGENEL
21 Ocak 2025GENEL
21 Ocak 2025SİVİL TOPLUM KURULUŞU
21 Ocak 2025EKONOMİ
21 Ocak 2025FUAR-ETKİNLİK-TURİZM
21 Ocak 2025