Yazımızın başlığını okuduktan sonra biraz düşünmek gerekecektir. Acaba işin ehli nasıl tespit edilecektir. Kamu kurumlarında bunu siyasiler mi belirleyecek, yoksa bir üstteki yetkililer mi?! Özel sektörde de acaba işveren mi yoksa yine orada da bir üst yetkili mi?! Özellikle özel sektörde iş veren işini en güzel yapan işini koruyan onu kazandıran önemlidir. O halde bu sektörde işveren için önemli olan onun ne ideolojisi nede bir tanıdığının olması çok ilgilendirmeyecektir. Peki, kamu kurumlarında bu iş nasıl olmaktadır. Özellikle geri kalmış veya gelişmekte olan ülkeler diye de ayrım yapabiliriz. Burada fazlaca ideolojiye, yakınlığa (Siyasi olarak) veya daha üst yetkiliye yakın olmak önem kazanmaktadır.
Kamuda bir laf dolanır durur. Devlette işler yürür iyide yürür, kötüde ama yürür. Bu düşün bazı hususlarda yanlış kararlar verilmesine sebep olmaktadır. Oysa daima iyi yürüyecek düşüncesini hâkim kılmak için hareket etmek icap etmektedir.
Kişi başına düşen milli gelir arttıkça acaba bu düşünce değişecek midir yoksa iyi bir eğitimle mi propagandalarla mı olacaktır.
Ciddi bir devlet ve kurumlarının idaresi ne kişi başına düşen milli gelirin artması nede propagandadır. Tam tamına akıllı kaliteli bir eğitimle mantığın gelişmesi ve böylece her idarecinin kişilikleriyle inisiyatif kullanmasıyladır. Bu olmadıkça kurumların başındaki idarecilerin orada kalma ömürleri kısa mı kısa olacaktır. Mesele o kurumun iyi idareciye sahip olması sadece kurumu ülkeye yararlı karlı hale getirmek olmayıp devletin kurumlarının başına her siyasi iktidarın kurumların başına getirilen yandaşların tutum ve davranışlarına da ayar verecektir.
Ülkemizin durumuna bir bakalım, hangi kurumun başında on yılı aşkın bir yetkili olmuştur. Siyasetten tayin makamına her gelen kişi bu daha layık kişidir.!! Diye kendisinden evvel o makamda bulunan ve de aynı siyasi düşünceye sahip kardeşinin tayin ettiğini görevden almaktan çekinmemiştir.
Bu, ben daha iyi yöneticiyim demek midir, yoksa, benim verdiğim talimatı yanlış doğru demeden isteklerimi yerine getirsin yeter demek midir. Evet öyledir ve bu düşünce herkesçe doğrulanmaktadır.
Netice olarak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki. Devleti mantıken gelişmiş beyinleri bulmadan onları yerli yerine yerleştirmeden bir kişi ile idare etmek oldukça zordur. Herkes kendisine düşen görevi en güzel şekilde yapmak durumundadır. O zaman işin ehli olmak ortaya çıkacaktır. Buna da saygı duymak yine siyaseten belirli makamlara gelenlere düşecektir. O halde öncelikle siyasetten o tayin makamına gelenleri eğitmek veya eğitilmişleri o makamlara getirmektir.
M. Zeki SAYIN
RÖPORTAJ
3 gün önceSİVİL TOPLUM KURULUŞU
07 Ekim 2024ŞİRKET HABERLERİ
07 Ekim 2024GENEL
07 Ekim 2024GENEL
07 Ekim 2024ŞİRKET HABERLERİ
07 Ekim 2024RÖPORTAJ
07 Ekim 2024