İnsani ücret olarak isimlendirdiği yaklaşımla İGİAD, emeğe verilen değerin salt iktisadi bir bakış açısına mahkûm etmemektedir. Ahlaki ve adil bir yaklaşımı teşvik eden insani ücret, sürdürülebilir bir toplumsal gelir paylaşımını sağlamak için toplumun her kesiminin sorumluluk üstlenmesini teşvik etmektedir. Bu toplumsal katılım vurgusu, devlet mekanizmaları ve kanunlarla belirlenen asgari ücret uygulamasına gerçekçi bir alternatif sunmanın da en önemli koşuludur. Temelinde, insanca ve insan haysiyetine yakışır bir şekilde yaşayabilmenin asgari şartlarını belirleyen insani ücret, bu yönüyle emek meselesine hakkaniyetli ve sürdürülebilir bir katkı sunmayı hedeflemektedir.
2004 yılından itibaren hesaplanan “İnsani Geçim Ücreti” ile hem bölgesel hem de ulusal düzeyde politika yapıcılara ve işverenlere adil bir ücret uygulaması tavsiye edilmektedir.
Küresel gelişmelerin de etkisiyle artan gıda ve emtia fiyatlarıyla birlikte iç piyasadaki gelişmeler yüksek enflasyona neden olmaktadır. 2021 yılı itibariyle yaşanan bu makro iktisadi gelişmeler özellikle sabit ücretle çalışan kesim üzerine büyük bir yük sunduğu görülmektedir. Aylık enflasyonun çift hanelere ulaşması ücretli kesim alım gücünün hızlı bir şekilde erimesine yol açmaktadır. Ocak ayında belirlenen asgari ücret daha ilk üç ayda eriyerek iş göreni açlık sınırının altında itmektedir. Gıdadan ulaşıma kadar artan fiyatlar, iş göreni insani bir durumun ötesinde yaşam mücadelesine düşürmüştür.
İktisadi büyümeyi teşvik eden para ve maliye politikaları sayesinde 2022 ilk çeyreğinde yüzde 7,3 oranında büyüme kaydeden Türkiye ekonomisinde artan ekonomik gelirden asgari ücretle çalışan kesimin hakkını alması gerekmektedir. Asgari ücretli kesimin yoğun olarak çalıştığı sanayi sektörü yüzde 7,4 ve hizmetler sektörü (inşaat dâhil) yüzde 9,8 oranında büyüme kaydederken, iş görenin hayat maliyetleri neredeyse iki katına çıkmıştır. Adil bir bölüşüm ilkesiyle hareket eden İGİAD, işverenlerin elde ettiği kazançtan çalışanlarına düşen payı da vermesi gerektiğini tavsiye etmektedir.
Ocak ayında açıkladığımız İnsani Geçim Ücreti raporunda da belirtildiği üzere fiyat hareketleri nedeniyle asgari ücretin yılın ikinci yarısı için yeniden belirlenmesi zorunlu hale gelmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamalarıyla çalışmalara başlanmasını memnuniyetle karşıladığımızı ve iş görenlerin hak ettikleri bir ücreti elde etmelerini umuyoruz.
İGİAD tarafından açıklanan İGÜ’ye göre Ocak 2022 için işverenlerin bir iş görene ailesini geçindirebilmesi için aylık toplam asgari 5303 TL ödemesi tavsiye edilmiştir. Geçtiğimiz altı ay içerisinde gerçekleşen enflasyon rakamları da gözetildiğinde, açıklanacak asgari ücretin bu rakamın üzerinde olması gerekmektedir.
Ülke ekonomisi büyürken gelir dağılımında daha fazla bozulma yaşanmaması için hem iş verenler hem de devlet bu sorumluluğu yüklenmelidir. Toplumun büyük kesimini oluşturan ücretli çalışanlar ekonomik kriz altında ezilmemelidir. Bu bağlamda, İGİAD olarak üyelerimize ve tüm kamuoyuna ücret belirlemesi yaparken adil bir bölüşümü gözetecek bir uygulamayı yapmalarını tavsiye etmekteyiz.
İNSANİ GEÇİM ÜCRETİ (İGÜ) NEDİR?
“Helal Kazancın Adil Paylaşımı”
“Helal kazancın adil paylaşımı” ilkesini benimseyen İGİAD, piyasa şartları uygulaması yerine alternatif İGÜ – İnsani Geçim Ücreti uygulamasını geliştirmiştir. İGÜ, farklı bölgelerde ortalama büyüklükteki ailelerin insanca geçimini sağlayacağı taban ücret seviyesidir. Bu uygulamanın temeli, alt gelir grubundaki işgörenlerin insanca yaşam standardına erişmesine yardımcı olmaktır. İGÜ, aynı zamanda, işverenin, yanında çalıştırdığı işgörenleri yoksulluğa mahkûm etmemesi, üretilen artı değerin adil bir şekilde paylaşılması ve bu sayede iş ortamındaki motivasyonun arttırılması gereğini ortaya koymayı amaçlayan bir uygulamadır.
İGİAD, işveren ve işgören gibi ana unsurlarının kazanca katkıları oranında ve oluşan kârı hakkaniyet çerçevesinde paylaşılmasını, adil ve hak merkezli bir iş hayatının gerçekleşmesi için asgarî şart olarak görmektedir. Bu prensip hem inanç hem sosyal dayanışma hem de işletme veriminin artırılması açısından önemlidir. Bu sayede hakkaniyete dayalı ve adil bir paylaşım gerçekleşmiş olacak, toplumsal barışın ve düzeyli bir kalkınmanın önü açılacaktır.
İGÜ uygulamasında piyasa şartları değil hakkaniyet, yardımlaşma ve ücretin yeterliliği esas alınmaktadır. Özellikle emek arzının yoğun olduğu ülkemizde piyasa mekanizmasının çalışanların aleyhine bir durum oluşturduğu açıktır ve bu çok yoğun bir şekilde istismar edilmektedir. Burada istismar, tek taraflı olmamakla birlikte işveren tarafı uygulayıcı taraf olarak daha fazla önem taşımaktadır.
RÖPORTAJ
3 gün önceSİVİL TOPLUM KURULUŞU
07 Ekim 2024ŞİRKET HABERLERİ
07 Ekim 2024GENEL
07 Ekim 2024GENEL
07 Ekim 2024ŞİRKET HABERLERİ
07 Ekim 2024RÖPORTAJ
07 Ekim 2024